29 Kas 2009
by editor
in Eleştiri, Sinema
Etiketler:Alparslan Tolga AKPINAR, Çok Güzel Hareketler Bunlar, Bad Santa, Büşra Pekin, BKM Mutfak, Caner Alkaya, Cezmi Baskın, Christmas, Erdal Tosun, Ersin Korkut, Eser Yenerler, Fatma Murat, Gözde Kansu, Kırşehir Şivesi, Murat Eken, Neşeli Hayat, Noel Baba, Oğuzhan Koç, Rıza, Rıza Akın, Sinan Bengier, Sinema, Sinestezi E Dergi, tarkan, tolga akpınar, Yılmaz Erdoğan, Zeynep Koç, İç Anadolu
BKM Mutfak oyuncularının oynadığı bir Yılmaz Erdoğan yapıtı olarak karşımıza çıkan Neşeli Hayat filmi her nedense Kemal Sunal filmlerini hatırlattı. Bazılarına Bad Santa filmini de hatırlatan bu kara mizah filmin gösteriminin bayrama denk getirilmesi de izlenme oranı açısından sıkıntı çekmeyeceğini gösterdi.
——-bundan sonrası filmin konusu ile ilgili bilgi içeriyor olabilir——-
Yine BKM Mutfak oyuncuları tarafından hazırlanan “Çok Güzel Hareketler Bunlar” adlı tiyatro programından aşina olduğumuz oyuncuları bir sinema filminde ilk defa izleme fırsatı bulduk. Bazılarının sinema için biçilmiş kaftan, bazılarının ise ‘sen tiyatro yap, sinemaya bulaşma’ diyeceğimiz oyuncu türlerinden olduklarını gördük. Daha fazla
29 Kas 2009
by editor
in Eleştiri, Sinema
Etiketler:Alparslan Tolga AKPINAR, Avukat Ayşe, Bülent Fuat Aras, Cüneyt Arkın, Cem Ersever, Film, fragman, Glaido, Holywood, Kurtlar Vadisi Gladio, Memati, Musa Uzunlar, Necati Şaşmaz, Polat Alemdar, Sinema, Sinestezi E Dergi, Türk Sineması, The Godfather, tolga akpınar, İskender Büyük

Türkiye’nin yakın tarihi ile alakalı mesajlar vereceğini daha film çıkmadan fragmanlarında duyuran Kurtlar Vadisi Gladio filmi, gerçekçi mesajlar bekleyen seyircilerini hüsrana uğrattı. Gladio’ nun ikinci adamının Bülent Fuat Aras adında eski bir subay olduğunun ve bu subayın Amerika Birleşik Devletleri’nin emrinde olduğunun filmde yankılanması, film ile alakalı olarak ‘gerçek mesajlar veriyor, Kurtlar Vadisi aslında gerçek olayları anlatıyor‘ diyenleri yanıltıcı çıkardı. Çünkü Bülent Fuat Aras ismi yakın tarihte yaşamış hiçkimseyle özdeşleşmiyordu.
—Bundan sonrası filmin konusu ile ilgili bilgi içeriyor olabilir— Daha fazla
29 Kas 2009
by editor
in öykü, Başkaldırı, Serbest Yazı
Etiketler:basma şalvar, cattywild, Gül satan kadın, gülcü kadın, hayat, Kadıköy, kara kadın, pınar polat, ROSE, women selling roses, yemeni, zamane sözlük
Deniz kenarı. Birkaç düzine masa. Çoluk-çoluk insancıklar. Tek yok, hepsi çift. Hayatı çifter çifter yaşıyorlar. Olamazlar tek, kalamazlar tek; yenilirler yoksa.
Takılır ayakları bir yerde. Tutacak kimse bulamazlar. Çifte gidiyorlar o yüzden.
Benim sayım ise 9. Tek sayı. Çiftler başlamadan hemen bir durak önce. Ya da, köprüden önce son çıkış. Daha fazla
29 Kas 2009
by editor
in Başkaldırı, Serbest Yazı
Etiketler:çapraşığım, cattywild, Full of Delight, kürk mantolu madonna, kutsal kase, pınar polat, raif, süvari, The Daylight, tımarlı sipahi, zamane sözlük, şovalye

Çapraşığım. Yönünü ıskalamış bir şey gibi. Ney gibi? Hımm, Kutsal Kase aramaya giden süvariler gibi… Yok onlar süvari değildi. Tımarlı sipahi de olamazlar. Şövalye diyelim en iyisi, kutsanmışından.
Bulanmak gerekiyor berraklaşmak için. Ve dağılmak gerekiyor toparlanmak için. Dağınığım. Bulanığım. Az kaldı sanki görünecek ışık… The Daylight. Full of delight. Daha fazla
25 Kas 2009
by Alper AKPINAR
in Aşk, Mektup
Etiketler:alper akpınar, ateş, Ayrılık, Aşk, Ağlamak, Ölüm, çöl, facebook, Gidersen, Gitmek, hayat, hüzün, kalp, kan, karanlık, ruh, Sinestezi E Dergi, su, taş, vaha, Yalnızlık
Gidersen üzülürüm, ağlarım biraz, üşürüm. Soğurum hayattan, yalnız kalırım, ölürüm belki. Uykum gelir, hissiz kalırım, sensiz kalırım, ruhum gider. Acı çekerim, ağlarım, gözlerim gider. Göremem, işitemem, dokunamam, aç kalırım, susuz kalırım, aysız güneşsiz kalırım. Gitme!
Gidersen yarım kalırım, seni özlerim, tutunamam, düşerim. Gidersen her parçam ayrı düşer, bedensiz kalırım, nefessiz kalırım. Ağlarım, bir çölde vaha olur, o vahada okaliptüs ağaçları büyür, ağlarım, yaşsız kalırım. Ağlarım, tüm çöllerde vaha olur, gözyaşlarım kurur, gözsüz kalırım. Gidersen sensiz kalırım. Gitme! Daha fazla
24 Kas 2009
by editor
in Deneme, Mizah
Etiketler:beyaz atlı prens, cattywild, doğru insanı kovalarken, ego, ekşi sözlük, hikaye, kült, netice, pınar polat, Sinestezi E Dergi, taken for granted, uludağ sözlük, zamane sözlük

– Yani denedik ama olmadı demek ki doğru insan değilmiş.
– Ay evet boşver, bir gün karşına doğru insan çıkar nasılsa.
Şimdi bu doğru insanın hikayesi, çok eskilere dayanır. Genelde kadınların daha sık kullandığı bu tamlama “beyaz atlı prens” kültüyle alakalıdır. Söz konusu prens, zamane teknoloji çağı ve tüketim toplumunda evrilerek yerini atsız ve prenssiz bir “doğru insan” a bırakmıştır.
Doğru insanı bulmak varsayımın temeli, kişinin kendini otomatikman, “taken for granted” ve doğuştan doğru olarak görmesinden kaynaklanır, ki aslında müdahale edilmesi gereken bir durumdur. Daha fazla
23 Kas 2009
by editor
in Aşk, Edebiyat, Şiir
Etiketler:ahcar, al da git, Alparslan Tolga AKPINAR, avaze, Ayrılık, Aşk, Âfitab, Âvâz-ı ra`d u sâika, buse, dîde-i giryân, dehr, Edebiyat, eşkâl, güftar, hande, hüzn, memâlik-i huzur, nazım, nesir, rüzgar, Sevgili, tolga akpınar, yar, zerre-i miskal, zulmet, Şiir, şair
Şimdi sen gidiyorsun, git.
İzin silinsin bıraktığın yerdeki.
Kokunu rüzgar götürsün gittiğin yere.
Geçmişini, geleceğini al da git !
Utanmaz gülücüklerin de gitsin seninle,
Kalmasın hafızamda zerre-i miskalin.
Handelerini rûzgâr götürsün gittiğin yere.
Zerre-i miskalini hafızamdan al da git.
Rüyalarımda bile görmeyeyim seni,
Silinsin eşkâlin belleğimden.
Zulmetler götürsün eşkâlini gittiğin yere.
Eşkâlini belleğimden al da git! Daha fazla
19 Kas 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Deneme, Edebiyat, Serbest Yazı
Etiketler:acizlik, Ayşegül Öngel, bazen, birikmek, cesaret, Eleştiri, emek, farkındalık, güzel, geçmiş, hayat, hayranlık, haşmet, inkar, kimlik, kıymet, madde, manzara, mağrur, milyon, nefret, resim, sahne, sanmak, sevgi, sevmek, seyirci, Sinestezi, Sinestezi E Dergi, son, susmak, tanımlamak, tükenmek, tepki, uzak, yol, zaman
Bazen resim oluyorum durup soluklanıp baktığın, bazen ayna oluyorum bakarken kendin sandığın…
Bazen tam karşındayım sana göre seyirlik bir manzaranın en güzel karesi gibi, bazen de milyonlarca yıl uzağındayım hayatını adasan da ulaşamayacağın…
Bazen eleştirdiğin gibiyim eleştirmen için, bazen de hayranlığın oluyorum mağrur duruşlar da ki varlığım gibi…
Bazen tanıdığını tanımlıyorsun benden geçmiş anlarda öğrendiğin birkaç yavan söz cümlesiyle, bazen de susuyorsun acizliğinin farkındalığıyla… Daha fazla
18 Kas 2009
by editor
in Biyografi, Edebiyat, Haber
Etiketler:avcı, Ömer Lütfi Mete, çanakkale destanı, çizme, bizim ev, bizim yunus, deli yürek, derin devlet, ekmek teknesi, evlere şenlik, eşref saati, gülün bittiği yer, köstekli saat, Kurtlar Vadisi, kurtlar vadisi pusu, kurtlar vadisi ırak, ortaklar, Türk Milliyetçisi, the imam
Toprak döşek, taş yastık 
Huzme emziren ağaç
Dünyayı dala astık
Bir saatlik bir ilaç
Kaylule Suları-1983
(Ömer Lütfi Mete)
Şair,yazar, gazeteci, senarist ve insan.
Ömer Lütfi Mete 18 Kasım 2009 günü geçirdiği kalp krizi sonucu bizlere veda etti. Arkasında ise koskoca bir isim ve güzel işler bıraktı. Sinestezi Ailesi olarak kendisine Yaradan’ dan rahmet, ailesine ve tüm Türk halkına başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet, kabri nurlu olsun.
Daha fazla
14 Kas 2009
by Alper AKPINAR
in Aşk, öykü
Etiketler:alper akpınar, Araf, Ayrılık, Aşk, Ölüm, Edebiyat, Gitmek, gramofon, kalmak, kalp, kılıçtan keskin, masa, plak, rüya, Yalnızlık

Gitmekle kalmak arasında, bir yukarı bir aşağı, bir sağdayım, bir solda.. Elimde eski bir gramofondan kalma küçücük bir parça, onunla ne yapacağımı bilmiyorum, sallayıp duruyorum. Sanıyorum bir gramofon iğnesi bu, plağın yüreğine vurup onu inleten şey bu olsa gerek. Yüreğime vurup beni inleten şeyin varlığını sorguluyorum, bir yukarı bir aşağı, bir soldayım bir sağda..
Daha fazla
14 Kas 2009
by sinestezi
in öykü, Deneme, Psikoloji, Serbest Yazı
Etiketler:abluka, Anne, Ayfer Demirtaş, çekingen, çikolata, çocuk, Baba, bakkal, ben, cadı, canavar, cuma, dünya, elma, fırtına, gerçek, gizli, hayat, istisna, kek, koltuk, korku, korkunç, kırmızı, maske, pamuk prenses, paylaşım, saçmalık, sekiz, sıfat, telaş, Televizyon, uyku, uyumak, yaş, yumurta, şeker, İnsan

Korkunç bir Cuma günüydü. Kim korkutmuştu beni bu kadar? Daha sekiz yaşında küçücük bir çocuktum, dünyada olup bitenlerden uzaktan yakından alakam yoktu. Varsa yoksa oyun oynamaktı hayat. Büyüyünce para kazanmam gerektiğini biliyordum. Param olunca hepsiyle çikolata şeker alacaktım. Bence babam parasını doğru harcamıyordu. Parasını dünyanın en tatlı şeyine vermektense gereksiz şeylere harcıyordu bu da beni çok kızdırıyordu… Daha fazla
13 Kas 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Şiir
Etiketler:Ayfer Demirtaş, çelişki, bakış, cümle, dudak, gönül, göz, gözlerime, küçük, kurban, renk, serçe, son, yürek, yenilgi, zaman, zamansız
Zamansız aktın gözlerime
Her bakışında büründüm
Türlü türlü renklere,
Bir bekleyişe kurban edemezdim
Yüreğindeki küçük serçeyi,
Belki de en başında söylemeliydim
Dudaklarımdan dökülen son cümleyi,
Zamansız aktın gözlerime,
Gitmeni istemedim,
Ama kal da diyemedim..
Gönlümün çelişkilerine yenildim. Daha fazla
10 Kas 2009
by editor
in Haber, Tarih
Etiketler:10 Kasım, 1938, Anıtkabir, Aramızdan ayrılışının 71. yılı, atatürk, Father Turk, gazi, mustafa kemal atatürk, Mustafa Kemal Paşa, Ne mutlu türküm diyene, Paşa, Selanik, Sinestezi E Dergi, sinestezi.wordpress.com

Bazı insanlar vardır, yaptıkları ile ebediyete değin yaşarlar. Bazı insanlar vardır, isimleri duyulduğunda buruk bir tebessüm de duyulur yüreklerde … Bazı insanlar vardır, korku verir yüreği kararmışlara … İşte o insanlardan birisi de MUSTAFA KEMAL ATATÜRK‘ dür. Aramızdan ayrılışının 71. yılında Ulu Önderimizi rahmet ve minnetle anıyoruz. Yattığın yer nûrlarla dolsun, mekanın cennet olsun. Rahat Uyu Paşam! Daha fazla
08 Kas 2009
by Derya Koşar
in Deneme
Etiketler:Ayrılık, Aşk, derya koşar, fesleğen, hoşçakal, kütüphane, sen, sis, zaman
Gittin; şehri, insanları, köpüren dalgaları aldın gittin. Güvercinin ağzındaki ekmeği alıp da gittin…
Sen bir adım uzaklaştın, fesleğenler kurudu, ışıklar söndü göz göz evlerde. Tanıdığım kapıların içi yoksullaştı, iki fincan kırıldı. Demlenen gece sohbetlerim ham kaldı. Sislerin içerisinde öksüz kirli çocuğu bıraktın…
Bir memleketin tek kütüphanesiydik biz,yarım bırakılan üzeri karalanan bir yazı bırakıp da gittin. Büyüdüğümü düşündün belki, söyle o zaman! Niye muhtacım hala sana?
Yok artık öznesi sen olan zamanlar, bir daha da olmayacaklar.
Dün! Dün odama geldin, takatsiz bedenimle doğruldum, ellerine sarıldım. Sen sefilliğime kızıyordun, ben sana ağlıyordum. Aynayı çevirdin bana, aylardan sonra bakmadığım kendime. Çok utandım. Suretimden değil, beni böyle görmenden. Hırçınlaştım birden, bağırdım, dağıttım, beni böyle bıraktığın, büyüdüğümü sandığın için. Daha fazla
07 Kas 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Edebiyat, Şiir
Etiketler:acı, akşam, akıl, Ayfer Demirtaş, Ayrılık, Aşk, bekar, buhar, düş kırklığı, dost, Duman, duş, ev, fotoğraf, Hasret, Hayal, hayal kırıklığı, hüzün, hüzünperest, kadim, kapı, kasvet, kasvetli, kasım, mazi, müdavim, oda, sigara, sinsi, sinsice, soğuk, su, tutku, unutmak, yalnız, yaşam, yoldaş
Kasımla birlikte çalar kapıları
Hüzünperest akşamlar
Bekar evlerinin müdavimi
Yalnızların en kadim dostu
Hüzünperest akşamlar
Bazen bir sigaranın dumanında
Bazen de kaynayan suyun buharında
Sinsice dağılırlar kasvetli soğuk odalara Daha fazla
03 Kas 2009
by editor
in Bilim, Haber, Hayvan Tıbbı, Mizah, Sağlık, Televizyon
Etiketler:cow flu, Domuz Gribi aşısı, domuz gribi ile ilgili yazı, ekşi sözlük, facebook, France, gribal enfeksiyon, grip, h1 n1, h5 n1, influenza, komik yazı, kuş gribi, mal gribi, Osman Jorgensen, osmanville, tolga akpınar, uludağ sözlük, vache contre la grippe, zamane sözlük

Osman Jorgensen‘ den gündemi sarsacak bir yazı daha !
Fransa’ nın kuzey batısında yer alan ve mülkiyeti bana ait olan Osmanville adlı kasabamda yaşanan elim bir olayı siz soydaşlarıma ve bu vasıta ile dünya medyasına ilk defa buradan aktarmak istiyorum. Zira bu olay duyulduğunda eminim çeşitli önlemler alınacak ve belki de benimde sponsorluğumda Mal Gribi aşısı üretilecektir. Bu yaşanan elim vaka’ nın ciddiyeti nedeniyle bir an önce sizlere aksettirmek istiyorum.
Efendim yaşamış olduğum kendime ait kasabada bulunan dolayısıyla kendime ait çiftlikte sabah 9.00 sıralarında ben bahçede Fransız Ulusal Medya temsilcilerine brunch partisi verirken yardımcım yanıma geldi. Daha fazla
02 Kas 2009
by Derya Koşar
in Deneme, Edebiyat, Serbest Yazı
Etiketler:ağrı, öfke, öfkelenmek, üzülmek, üzüntü, düzen, depresif, derya koşar, Edebiyat, en iyi, fanus, Film, gülümseme, güneş, geçmiş, hikaye, ilgili yazı, karakter, kitap, kış, mevsim, nem, Raif Efendi, roman, ruh, Sabahattin Ali, sessiz, sevgi, Sevgili, sistem, sıkıntı, yazın, yaşam, yağmur, zaman, İnsan
Günlerim bir biri ardına sıralandı yine. Zaman durağan… Köşeye çekilip yaşamı seyrettiğim, cam fanusta görevi sadece yaşamak olan süs balığı misali gidiyor geliyorum. Sabah şiddetli ağrılar içerisinde uyandım. Yine yorgundum. Burnuma küf kokusu geliyor, bakıyorum sanki yastığımdan çıkıp hızla evi dolaşıyordu. Güneş girsin, ısıtsın, kurutsun nemi istedim, mevsim de bana küsmüş olacak ki hava kapalı ve yağmurluydu. Şaşırmıyorum, aksine gülümsüyorum “Sizde haklısınız. Ben güneş olsaydım böyle depresif ruh haline doğmazdım” diyorum. Daha fazla
SON YORUMLAR