Nehir


Yine  bir yol ayrımındayım, yeni seçimlerin ertesinde ve bir çoğunun da arifesinde. Kabına sığamamak bu olsa gerek; durağan şeylerin batışması tenime. Huzurun peşinden  koşturup durmakmış hayat dedikleri. Belki de nehirler gibi oradan oraya akmanın bir sebebi. Neyse ki  hiç bir nehir yokluğa akmıyor, denize dökülüyor çoğaldıkça… Tarihe bakıldığında hangi hicret tekamülle sonuçlanmamış ki? Değişebilmek için, bir şeylerden vazgeçmek gerekiyormuş demek ki! Olanı biteni içine iyice sindirip toplayıp bavulunu, yorgun ve küskün gözlerini ufka dikip, küçük bir umut kıvılcımının peşinden gidebilmek gerekiyormuş bazen.

Öylece suskun kalamadım, görmezlikten gelemedim.  Duymazlıktan gelemedim yüreğime fısıldayan hayatın sesini. Ensemde hayallerimin o sıcak soluğu cezbederken beni, bir şeyler yapmalıydım kendi adıma, çocukluğumun anısına ve annemin hatırına. Affet beni, hepsi daha yıllanmış olabilmek içindi bir şarap misali. Ve daha çok pişebilmek içindi…

Gitmek o kadar zor ki. Her seferinde en baştan yapıp kurduğun şeyleri, yine kendi ellerinle yıkıp dağıtmak…  Bazen soruyorum kendime; asıl sorun ne, neyden kaçıyorum  ya da neyi arıyorum böyle? Hayat sahnesinde koştururken oradan oraya, aşkı aramakmış meğer oynadığım oyunun adı. Tek oyuncu,  birinci tekil şahıs olan ben. Tek varlığımsa, kalbime yazılmış  gizli öznem sen. Akıyorum sana doğru, nehirlerin denize aktığı gibi yokuş yokuş, kıvrım kıvrım. Bir gün eksik yanımı tamamlamak için, sende tamam olabilmek için. Zahirde senden kaçıyormuşum gibi gelebilir, sana akıyorum ben ey sevgili!  Uzakta olsalar da yüzlerini birbirine dönük yürüyen iki kişi elbet kavuşur bir gün,  yakındayken bile birbirine sırtı dönük  yürüyen iki kişinin aksine.

Kalamadım, duramadım öylece durgun sular gibi. Durulursam sularımın bulanıklaşmasından korktum, aktıkça yıkanırım sandım bir nehir gibi. Kayalara taşlara çarpmak istedim sızlayan yüreğimi, akıtmak istedim içimin zehrini. Bir söğüt  ağacının gölgesinde soğutmak istedim yangınımı. Yürümek istedim ağaçların köküne, uzanıp dalından güneşe tutunmak için. Uçurumlardan atlamak istedim, gürül gürül akan bir şelale misali ve dökülmek uçsuz bucaksız denize. Maviliğinde kaybolmak denizin…sen olmak, senle bütün olmak… işte şimdi aşka kanmak…sonsuz huzuru bulmak…

Facebook'ta Paylaş

Dr. Murat ŞAHİN

Fotoğraf

2 Yorum (+add yours?)

  1. elif
    Mar 14, 2010 @ 09:07:49

    sürükleyici ve etkileyici..
    kısacası çok hoş
    yazan yüreğe ve kalemine sağlık

  2. Aydın CENK
    Mar 15, 2010 @ 00:02:55

    keske hepımız duygularımızı bu kadar saf bu kadar temiz bi şekilde dışımıza vurabilsek…. :(

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: