Gözlerin İstanbul oluyor işte
Burası Edirne
Burası soğuk
Bilmem, herhalde
Balkanlardan gelen rüzgarın etkisiyle
Gözlerin iki güneş
İki güneş
Düşüyor
Ayaz tutmuş geceye
Gözlerin İstanbul oluyor işte yine Daha fazla
Gözlerin İstanbul Oluyor İşte
16 Mar 2010 Yorum bırakın
in Şiir Etiketler:Ağlamak, ağlıyorum, bahar, balkan, buz, edirne, göz, gözler, gözlerin istanbul oluyor, gülmek, güneş, istanbul, kandırmak, parlak, parlamak, rüzgar, soğuk, Tanju Şahin
Yoksun
15 Mar 2010 1 Yorum
in Aşk, Şiir Etiketler:Ağlamak, Özlem, bahane, ben, boş sokaklar, dil, erkan mercan, Hasret, kalp, kardelen, kelime, sen, yoksun
Yoksun diye ağladım boş sokaklarda..
Hüzün sardı hep yalnızlıklarda..
Kalbimin ucuna kadar gelen kelimeler,
Dilimin ucuna gelmek için bahane aradılar,
Ama bulamadılar onlar da..
Kardelenler bile o beyaz örtüyü yırtıp güneşi gördü ama, Daha fazla
Ağlamayan Göz Ne Gerek Bana!
08 Şub 2010 Yorum bırakın
in Başkaldırı, Şiir Etiketler:a.tolga akpınar, Ağlamak, gözyaşı, hüzün, Sinestezi E Dergi, Tereddüt, tolga akpınar, Şerefsiz, Şiir
Şimdi dokunun bana, şimdi ağlayayım …
Söz veriyorum bin âh işitmeyeceksiniz.
Dokunsanız ağlarım, istediğim de bu zaten.
N’olur dokunun bana, derdimi dökeyim sağa sola …
Bu sefer gözlerim konuşacak, döktüğü yaşlarla …
Hıçkırırarak değil, sessizce bir köşede ağlayayayım.
Yeter ki dokunun bana, dokunun da sebep olsun.
Asıl sebeplerin gücü yetmiyor ağlamama,
Dostun dokunması sebep olmazsa …
Onun için n’olur dokunun bana, dokunun da ağlayayım.
Dokunsanız ağlarım, yüreğimi falan dağlarım …
Dağlanmamış yürek ne gerek bana …
Sağ gözüm yaşardı, sol gözüm tereddütte,
Ağla ulan işte, sende ağla, nazın kime?
Zaten tereddüt değil mi şerefsizlik yapan …
Gözlerimi bakmasınlar diye kışkırtan…
Cesur olun ulan, ağlanacak yerde ağlayın!
Gülünecek yerde gülün, ama şimdi ağlayın!
Hem ağlamayan göz ne gerek bana! Daha fazla
Sıradan Bir Gün !
02 Ara 2009 1 Yorum
in Aşk, Deneme, Serbest Yazı Etiketler:Ayrılık, Aşk, Ağlamak, dîde-i giryân, dramatik, facebook, feryat, gölge, göz yaşı, gözyaşı, güzel, gece, hüzün, kavuşmak, mete akpınar, metehan akpınar, Mustafa Ceceli, night, rüya, Sevgili, Sinestezi E Dergi, ten oyalanır can yanar, unutamam, unutmadım, yar, yavaş yavaş
Sıradan bir gün daha geride kaldı. Güneş batıyor yavaş yavaş.. İnsanlar evine çekiliyor. Kim bilir neler yaşadılar bugün.. Neye üzüldüler? Neye sevindiler? Ne kaybettiler? Ne kazandılar acaba..? Sıradan bir gün işte yine seni düşünüyorum. Yine aklımın bir köşesindesin, rahat durmuyorsun. En yakınken en uzak olmuştun ya hani, şimdi en uzakken en yakınsın bana..
Aklımda, kalbimde, her baktığım yerde, her baktığım kişide senden bir şeyler görüyorum. Özellikle de gözlerin hiç gitmiyor bu kör olası gözlerimin önünden. Daha fazla
Gidersen
25 Kas 2009 2 Yorum
in Aşk, Mektup Etiketler:alper akpınar, ateş, Ayrılık, Aşk, Ağlamak, Ölüm, çöl, facebook, Gidersen, Gitmek, hayat, hüzün, kalp, kan, karanlık, ruh, Sinestezi E Dergi, su, taş, vaha, Yalnızlık
Gidersen üzülürüm, ağlarım biraz, üşürüm. Soğurum hayattan, yalnız kalırım, ölürüm belki. Uykum gelir, hissiz kalırım, sensiz kalırım, ruhum gider. Acı çekerim, ağlarım, gözlerim gider. Göremem, işitemem, dokunamam, aç kalırım, susuz kalırım, aysız güneşsiz kalırım. Gitme!
Gidersen yarım kalırım, seni özlerim, tutunamam, düşerim. Gidersen her parçam ayrı düşer, bedensiz kalırım, nefessiz kalırım. Ağlarım, bir çölde vaha olur, o vahada okaliptüs ağaçları büyür, ağlarım, yaşsız kalırım. Ağlarım, tüm çöllerde vaha olur, gözyaşlarım kurur, gözsüz kalırım. Gidersen sensiz kalırım. Gitme! Daha fazla
Mısralar..
01 Haz 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:Ağlamak, Ölüm, göz yaşı, giden, her şey, hıçkırık, kalp, kızmak, metehan akpınar, sabah, ses, sevgi, yürek
Bir sabah uyandığımda ölmüştü.
Önce kızdım ona, her şeyimi aldın götürdün diye.
Ama sonra anladım ki beni duymuyordu.
Yüreğim.
Tek duyduğu;
Gözyaşımın, hıçkırıklarımın haykırışlarıydı.
Sürekli elveda diyen bir kızın,
Sesini duyduğunu söyledi sonra bana…
Dedim; boşver duyma,
Sevecek olan gitmezdi…
Metehan AKPINAR
Fotoğraf: (http://www.resimmax.com/data/media/341/kumsala-cizilen-kalp.jpg)
Unutulan Olmayacaksın
23 Nis 2009 1 Yorum
in Aşk, Şiir Etiketler:Aşk, Ağlamak, Özlem, üzüntü, göz yaşı, gülümseme, gülşah üremli, kalp, mutluluk, rüya, renk, sen, seni seviyorum, sevgi, Sevgili, tebessüm, unutmak, zaman, Şiir
Seni seviyorum ey sevgili..!
Başkasını sevsen de seviyorum seni.
Sen beni unutsan da bende unutulan olmayacaksın.
Dilersen hiç gülümseme bana,
Ama ben her zaman yüzünde tebessüm olacağım.
Rengini al götür istersen hayatımın.
Ama ben senin rüyalarını bile en güzel renklerle süsleyeceğim.
Duydum ki başkasına gülümsüyor, elini tutuyormuşsun.
Buna üzüldüğümü sanma…
Ama dikkat et seni ağlatmasınlar.
Senden ayrılırken ağlıyorsam da… Daha fazla
Ağlayan şehir
16 Nis 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Mektup, Serbest Yazı Etiketler:alper akpınar, Aşk, Ağlamak, gökyüzü, gece, nisan, rüya, ruh
Ey gözlerini ruhuma dikip ağlayan şehir! Sabaha kurur mu yüzünde göz yaşların?
Benim derdimi biliyorsun da ondan mı ağlıyorsun? Yoksa neden dökersin incilerini süslenmişken bu kadar? Ay mıdır seni üzen saklanıp arkasına kara bulutun, yoksa gece midir güneşini örten? Nisan mıdır yoksa kalbini kıran, bu kadar neşe saçtığından? Yoksa sen de mi deli divanesin bir güzelin uğruna, senin de mi sevdiğin yanında değil yoksa? Bundan mıdır ağlaman, bundan mıdır yaşlarını dökmen gecenin yarısında?
Ey beni alıp da sarmalayan şehir! Sabaha dizer misin incilerini yeniden gerdanına?
Ruh
24 Mar 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:Ağlamak, beyaz, gece, gece yarısı, gri, leke, ruh, ruh çağırmak, serhan yüksel, siyah
Dün gece yarısı herkes yattıktan sonra
Ruh çağırdım
Hiç tanımadığım birinin ruhunu
Ona senin adını bağırdım
O da fısıldadı kara rüzgarlara
Ruh tamamen beyaz değildi
Siyah gri lekelerle donanmış
Bir çarşaf gibi
Dakikalarca durdu karsımda
Anlaşılmamaktan dert yandı
Ve lekelerinin sebebinin
Günahlardan olduğundan bahsetti
Ben O’na yalan söyledim O’da inandı
Bir ruh çağırdım dün gece yarısı
Hiç tanımadığım birinin ruhunu
Koptu geldi taa içimden
Ağladı dakikalarca karsımda
Dün gece yarısı herkes yattıktan sonra.. Daha fazla
Sevdim
07 Mar 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:Ayrılık, Ağlamak, gel, kalp atışı, leave, leaving, mavi göz, selen urcan, sen, sevdim, you, Şiir
Ben sadece seni sevdim!
Ağlarken yüzümü boynuna yaslayıp seni koklamayı sevdim.
Mavi gözlerinde bütün mavileri görebilmeyi sevdim.
Sana sarılırken duyduğum kalbin atışını sevdim.
Elimi tuttuğunda birine güvenebilmeyi görüp sevdim.
Seni değil seninle yaşamayı sevdim.
Bana bakıp ağlayabilmeni sevdim.
Bazen beni kıskanmanı, bazen kızmanı sevdim,
Her ikisinde de sesini duyabilmeyi sevdim. Daha fazla
Sevgili Dedem…
14 Şub 2009 1 Yorum
in Aşk, Deneme, Şiir Etiketler:14 şubat, akasya, Ağlamak, Ölüm, Özlem, özlemek, Baba, büyük baba, dede, Deneme, evlat, fötr şapka, güneş, Hasret, ismet akpınar, Sevgili, sevgili dedem, tolga akpınar, torun, uzak, yaşlı adam, Şiir
Sen gittin aylar, yıllar oldu… Terkedişin sanki az önce gibi. Toprağa diktiğin fidanlar ağaç oldu, meyvelerini ise canına değsin diye yiyor sevdiklerin. Gölgesinde piknikler yapılıyor, hiç görmediğin çocuklar yani torunların minicik bedenleriyle oyunlar oynuyorlar. Bana ağaç dikmeyi öğretmek için beraber diktiğimiz akasya vardı ya, hani bükülmesin diye duvara iple düğümleyip bağladığın akasya… İşte o akasya bile kocaman oldu, avlunun en çok gölge veren ağacı oldu. Attığın düğümü çözmedik, son attığın düğüm diye… Bazen o düğüme bakıp bakıp ağlıyorum. Biliyor musun bize üzerinde oturup anılarını anlattığın, bize hayatı öğrettiğin sandalye ve masa hala yerinde duruyor. Sadece kış aylarında kalıdırıyoruz zarar gelmesin diye… Hala kulaklarımda sesin, biz minicikken oyun oynadığımız dar sokakta bize seslenişin “akşam ezanı okunuyor artık eve gel” deyişin… Kokun ise burnumdan hiç gitmiyor, ne güzel kokardı tenin… Kafamı koyup uykuya daldığım göğsünün yumuşaklığını ise hiçbir yastıkta bulamıyorum… Daha fazla
Benim Gözyaşlarım Daha Sahici
04 Şub 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Deneme, Edebiyat Etiketler:Ay, Aşk, Ağlamak, bulut, bulut dağları, Deneme, dokunuş, Edebiyat, gök yüzü, gökyüzü, göz yaşı, gülmek, güneş, hüzün, hüzün çiçekleri, mutluluk, rain, seher vakti, tears, tolga akpınar, toprak, umar, umarsız, yanardağ, yağmur taneleri
Gökyüzünden düşen yağmur taneleri, birşey soracağım size, sevginiz, aşkınız var mı yüreğiniz de, yoksa neden düştünüz yere, neden dokundunuz tenime, yüreğime… Toprakla buluşmak mı yegane amacınız, yoksa toprağa mı aşıksınız? Biliyor musunuz ben de düşeceğim sizler gibi bir gün toprağa, kavuşur muyum peki o zaman aşkıma?
Gökyüzünden düşen yağmur taneleri, birşey soracağım size, her ateşi söndürebilir misiniz? Söndürebilir misiniz yangınlarımı da? Yoksa siz de mi yanıyorsunuz için için, siz de yüreği yanmışların ortak göz yaşları mısınız?
Ama aramızda fark var, ben her mevsim ağlarım siz bir mevsim dökülürsünüz, sizin bulut dağlarınız var, benim ise hiç sönmeyen yanar dağlarım. Ben her vakit ağlarım, ay ile güneş buluştuğunda seher vakti, güneşin yolu yarıladığı vakitler öğlenleri, ay’ ın devraldığı nöbeti güneşten her akşam ve umarsız kalır yine ağlarım gecenin kör karanlığında umarsızlığımı yitirmek için, umar’ ım olur gözyaşlarım… Daha fazla
Dalgakıran
03 Şub 2009 1 Yorum
in Deneme, Edebiyat Etiketler:14 şubat, Ay, Ayrılık, Aşk, Ağlamak, çocuk, balık, bulut, dalga, dalgakıran, Deneme, deniz, gökyüzü, gözyaşı, Hasret, hüzün, hiçbir zaman, kız, meltem, nemli, rüzgar, saç, serhan yüksel, Sevgili, yakamoz, yosun, yıldız, yıldızlar, ıslak
Ay yükselmeye başlamıştı yıldızlar ona eşlik ediyordu çok uzaklardan ama ışıklarını ona yetiştirerek. Denizin üzerinde küçük balık sürüleri gibi oynaşan yakamozlar uzaklardan kıyıya kadar geliyor, dalgakıranın yosun tutmuş kayalıklarında kayboluyorlardı. Meltem hafifti, okşar gibi esiyordu. Çocuk biraz daha yasladı başını omzuna kızın. Kız da ona doğru biraz daha sokuldu.. Konuşmanın bir anlamı yoktu, meltem, yakamozlar ve ay en güzel aşk kelimelerini fısıldamaktaydılar. Kızın belini biraz daha sıkıca kavradı çocuk ayrılmak istemediği belliydi. Gözlerini açtı hafifçe en derinlerden gelen hüznün dışarı çıkmak istemesiyle.
Kızın saçları hafifçe dalgalanmaktaydı, kendisine az da küçük gelen hırkasından daha çok; çocuğun nefesiyle ısınmak ister gibi sokulmuştu.. Bulutlar hiç acele etmeden sırayla geçtiler üstlerinden.. Ay her bulutun arkasından çıkışında kızın saçları ve gözlerinde parlıyordu ve bu yansıma ayın kendisinden çok daha güzeldi.
Daha fazla
Tabiri Caizse Rüya
02 Şub 2009 1 Yorum
in Deneme, Makale, Mizah, Psikoloji Etiketler:Altın, Avuç, Ay, Ağlamak, Dream, Dream interpretation, güneş ışınları, gece, gonca akpınar, istila, Kabus, karanlık, Köpek, köpek ulumaları, Korkmak, korku, Koşmak, Makarna, nefes, Nightmare, Orman, Puzzle, rüya, Rüya Tabirleri, Uyanmak, yeryüzü
Gün yeni doğmuştur. Yeryüzü yine güneş ışınlarının istilasıyla ışıl ışıl. Ve merhaba yeni bir sabaha. Fakat o da ne? Kan ter içinde uyandınız nefes nefese. Ağladığınız davul gibi şişmiş gözlerinizden belli. Peki ama neden ? Belki de gece gördüğünüz rüyadandır.
Evet evet kesinlikle bu bir kabustu. Sabaha kadar dur durak bilmeden oradan oraya koşuşturdunuz. Şimdi sakince gözlerinizi kapatın ve rüyayı hatırlamaya çalışın…
Ay cömert bu gece, bütün ışıklarını salıyor yer yüzüne . Her yer zifiri karanlık ve siz ormandasınız. Köpek ulumalarını duyuyorsunuz. Ve korkudan kıpırdamazken bir an avucunuzdaki altınlara bakıp anlam vermeye çalışıyorsunuz kimin olduğuna dair. Daha fazla
Haykırış
28 Oca 2009 4 Yorum
in Mektup, Psikoloji, Serbest Yazı Etiketler:ay ışığı, Ağlamak, Ölüm, Özlem, Baba, gonca akpınar, Hasret, Hayal, hayat, Haykırmak, Hoşgörü, Küçük kız, korku, Mezar, my father, nur içinde yat, seni çok seviyorum, sevgi, Umut, şen kahkahalar, İnsaf
Şen kahkahalar atan, deli gibi oradan oraya zıplayan küçük kız yok artık karşında. Gözleri ay ışığında buğulanmış, yüreği kan denizinde yüzen bir zavallıyım artık.
Yıllar geçtikçe, törpülediğim umutlarımla karşındayım.
Bak törpüledikçe zamanla yok oldular. İnsafım, sevgim, hoşgörüm, merhametim belki de sana duyduğum özlem…
Sahi neydi onlar?
Hatırlamıyorum bile…
Hatırlamıyorum çünkü sen gittiğinde ben 7 yaşındaydım. Bütün hayallerimi, umutlarımı ve geleceğimi götürdüğünde tam 7 yaşındaydım baba..!
SON YORUMLAR