15 Mar 2010
by Erkan Mercan
in Aşk, Şiir
Etiketler:Ağlamak, Özlem, bahane, ben, boş sokaklar, dil, erkan mercan, Hasret, kalp, kardelen, kelime, sen, yoksun
Yoksun burda..
Yoksun diye ağladım boş sokaklarda..
Hüzün sardı hep yalnızlıklarda..
Kalbimin ucuna kadar gelen kelimeler,
Dilimin ucuna gelmek için bahane aradılar,
Ama bulamadılar onlar da..
Kardelenler bile o beyaz örtüyü yırtıp güneşi gördü ama, Daha fazla
23 Nis 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Şiir
Etiketler:ahmak, Aşk, Ölüm, bugün, bulamamak, bulmak, erkan mercan, giden, Gitmek, kaybetmek, Kayıp, mahvolmak, sevgi, Sevgili, yaşam
Ölenle ölünmez denilir..
Ölenle ölünür bugün,
Gidenle gidilir..
Gidemeyen kaybedendir..
Gidip bulamayan ahmak değildir ama
Peşinden gitmeyen kendini mahvedendir.
Erkan Mercan
22 Nis 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Şiir
Etiketler:Aşk, duygu, erkan mercan, fısıldamak, fısıltı, göz göze, his, söylemek, sevgi, Sevgili, yaşamak, Şiir
Bir camın buğusunda yaşanmamalı aşk,
Ya da yüksek bir dağın tepesinde..
Halka açık mekanlarda yaşayabilmek lazım aşkı,
Korkmadan, çekinmeden..
Dahası, aşkın bunu bilirken..
Aşk;
Bu hissi, onunla göz göze yaşayabilmektir. Daha fazla
31 Oca 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Deneme, Serbest Yazı
Etiketler:Aşk, bu kalp seni unutur mu, erkan mercan, Hasret, kalp, kendini kandırma, O, rüya, sevda, sevgi, unutamamak, unutmak, vurgun, şarkı

Bir rüyanın sabahında ne yaptığımı bilmez halde buluyorum kendimi. “Unuttum” dediğimden beri 3 ay geçti. Ama unuttuğum O değildi. Vurgun yiyen gönlümün sesini kesemeyeceğim gerçeğiydi.
Bu aklıma geldikçe de kendimi kaybediyorum. Onu yitirmiş olmanın üzüntüsü deli ediyor beni. Tanınmaz hale geliyorum. Biliyorum. Sevmem lazım, içime sığmayan sevgimi birine vermem gerekiyor. Yalnız bunu söylerken de unutuyorum bir gerçeği. Kimseyi koyamayacağım yerine, onun gibi olmayacak kimse. Ona benzemeyecek. Onun gibi konuşup onun gibi gülmeyecek. Kimseye de haksızlık edemeyeceğim ona benzemiyor diye. Oyalayamayacağım başkasını. Biliyorum unutamayacağım onu ve belki de asla aşık olamayacağım bir daha. Daha fazla
29 Oca 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Deneme, Mektup, Serbest Yazı
Etiketler:Aşk, öykü, Deneme, erkan mercan, gül, güzel, hikaye, his, imaj, itiraf, love, lovely, Mektup, mustafa, platonik, Psikoloji, sevgi, Sinestezi, staj, tesadüf, yazmak, Yazı, şans
Mustafa hayatında hiç tatmadığı bir duyguyu tatmak üzere uyanmıştı güne. Ama ne o bunun farkındaydı, ne de başkası. Bilmiyordu, bilemezdi o günün hayatının dönüm noktası olacağını..
Gayet sade, hatta yaşıtlarına nazaran daha saf bir görünümü olan Mustafa’nın ne bir aşkı, ne bir aşk bulma düşüncesi, ne de bir kızı etkileyebilecek hareket ya da cümleleri kurabilecek karakteri vardı.. Yalnızlık göbek adıydı, dahası yalnız kalmaya mahkûm bir yapısı vardı..
O gün, diğer günlerden farksız olarak iş yerinde çalışmaya başlaması gayet normaldi fakat biraz sonra kapıdan giren kişi Mustafa’nın değil günlük yaşamı, rüyaları için bile normal sayılamayacak güzellikte birisiydi..
“Merhaba, ben Gül!” diyerek elini Mustafa’ya uzatan kızın söyledikleri o anda Mustafa için sadece bir meleğe ait ses tonu gibiydi. Ne söylediği değil, hoş tınısı kaldı kulaklarında. Daha fazla
20 Oca 2009
by Erkan Mercan
in Kültür, Makale, Müzik, Sanat
Etiketler:2003, 2004, 2006, 2007, 2009, Athena, Avrupa, Crazy For You, dans, Düm Tek Tek, Deli, dinle, Duman, erkan mercan, Europe, Eurovision, Eurovision Song Contest, Everyway That I Can, For Real, Hadise, hadise düm tek tek izle, hadise düm tek tek video, Hadise video izle, izle, Kenan Doğulu, klip, lyric, lyrics, Sertap Erener, Shake it up şekerim, Sinan Akçıl, Sinestezi, Song Contest, Türkçe, TMF, TMF Awards, video, Yarışma, yılbaşı, şarkı sözü, İngilizce
Son yıllardaki başarılarımızdan sonra daha bir heyecanlı bekler olduk Eurovision Şarkı Yarışması’nı. 2003 yılında Sertap Erener’in Everyway That I Can ile birinciliği, arkasından 2004 yılında Athena’nın For Real ve 2007 yılında Kenan Doğulu’nun Shake it Up Şekerim ile ilk beş içinde, bunun dışında 2008 yılında Mor ve Ötesi’nin Deli ile ilk on içinde kendilerine yer bulmaları bizleri başarının aslında çok uzakta ya da imkansız olmadığına inandırdı.
2009 yılına girmeden önce TRT açıklamıştı “Bizi Hadise temsil edecek..” diye. Hadise Avrupa’da tanınmış bir sanatçımızdı ve dillerden düşmeyen şarkıları ile gönlümüzde taht kurmayı başarmıştı. Bu işi de hakkıyla yapacağına kimsenin şüphesi yoktu. Ama nasıl bir şarkıyla karşımıza çıkacaktı? “Türkçe mi olsun, İngilizce mi?..“, “Bizi mi yansıtsın yoksa Avrupaya mı hitap etsin?..” gibi sorular ortada dolanmak için çoktan hazırdı.
2008 yılının son günleri Eurovision adına sadece bu soruları sormakla geçip gitmiş, 2009’a merhaba diyeceğimiz gün TRT Hadise’nin seslendireceği şarkıyı seçti. Olayın bu safhasını şarkının sahibi Sinan Akçıl bir röportajda şöyle anlatıyor: Daha fazla
17 Oca 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Serbest Yazı
Etiketler:Aşk, beni yeniden yaz, erkan mercan, love, romance, sakar, sevgi, Sevgili, Sinestezi, story, ungainly, yanlış bir öyküdeyim

Tuhaflıklar hep beni mi bulur bilmiyorum. En olmayacak şeyler başıma gelir. Kaç kişi arabasının stepnesine güvenirken iki tekeri patlamış olarak yolun ortasında kalır ki? Ya da hangi insan evladına nasip olmuştur sağır komşusu tarafından fazla gürültü yaptığı iddiasıyla uyarılmak… Bir çok insanın başına gelebilecek şeyler de vardır tabi fotokopi çekeceği sırada makinedeki kağıdın bitmesi, market kasasında sıra geldiğinde yazar kasanın fişinin bitmesi, kullanılan asansörün arızalanıp iki kat arasında kalması gibi.
Daha fazla
13 Oca 2009
by Erkan Mercan
in Makale
Etiketler:öğrenmek, erkan mercan, influenza, okumak, Sinestezi, yazmak, yazmayı öğrenmek, Yazı
Çoğumuz okulda başladı, ailesi biraz daha hevesli olanlar ise daha okul nedir bilmeden öğrenmeye başladı yazmayı. A ile, B ile başlayan yolculuğumuzda hecelerin oluşumunu, daha sonra bunların bildiğimiz, konuştuğumuz kelimelere dönüşmesini hayretler içinde izlerken öğrendik. Ali’ler geldi Emel’ler gitti, kâh ip atladır, kâh soğuk su içip hasta oldular, hayatla ilgili dersler aldılar derken öğrendik yazmayı.
Yazmak eziyet geldi bazen. “Hayır, niye yazıyoruz anlamıyorum ki.. Kitapta yok mu bu yazdıklarımız? Fotokopi çeksek olmaz mı?” gibi sorular eşliğinde bitmek tükenmek bilmeyen yazıları yazdık. Öğretmenlerin ağzından çıkanları noktası virgülüne kadar geçirdik defterlerimize “teybe kaydetsek olmaz mı?..” gibi cevap bulunamadığı için anlamsız kalan soruları sormakla meşgulken.
Daha fazla
SON YORUMLAR