Sen geceme doğduğundan beri aydınlandı dünyam, her şeyi daha güzel görüyorum, ama sana bakamıyorum. Gözlerim yanıyor sana bakınca, bir ayrı parlıyorsun, her yere ışık verirken gözlerime meydan okuyorsun. Dünyamı yeşerten sensin, ruhumu ısıtan sen. Kalbimdeki buzları da sen erittin, aziz güneşim. İyi ki geldin. Daha fazla
Sabah, kızıl güneşin doğudan kendini göstermesiyle başlar. Doğu alev alev yanar, güneş yükseldikçe azalır alevler, ve ayrılınca güneş ufuk çizgisinden, alevler de söner. Yine alevlere boğulur gökyüzü, güneş hazırlanmaya başlayınca terketmeye gökyüzünü.. Kimi zaman koyu gri dumanlarla da örter gökyüzünü. Sonra ateş söner, alevler gider ve gün de biter.
Pink Martini, en sevdiğim müzik grubu, ama onun ötesinde dünya müziği yapan belki de en iyi grup. China Forbes’un sesine her dil gidiyor. Az albüm yapıyorlar, ama öz yapıyorlar. Tüm şarkıları farklı ruh hallerinde faydalı olabiliyor. Hüzün ve neşeyi içeriyor aynı anda hepsi de.
Ey gözlerini ruhuma dikip ağlayan şehir! Sabaha kurur mu yüzünde göz yaşların?
Benim derdimi biliyorsun da ondan mı ağlıyorsun? Yoksa neden dökersin incilerini süslenmişken bu kadar? Ay mıdır seni üzen saklanıp arkasına kara bulutun, yoksa gece midir güneşini örten? Nisan mıdır yoksa kalbini kıran, bu kadar neşe saçtığından? Yoksa sen de mi deli divanesin bir güzelin uğruna, senin de mi sevdiğin yanında değil yoksa? Bundan mıdır ağlaman, bundan mıdır yaşlarını dökmen gecenin yarısında?
Ey beni alıp da sarmalayan şehir! Sabaha dizer misin incilerini yeniden gerdanına?
Hiçbir şairin intihar etmediği bir geceydi..
Ayazdı ay, gökyüzü bulanıktı..
Damarımdaki yalnızlık miktarı boyumu aşmaktaydı..
Bir kadeh şarap içmek şarttı,
Farzdı yırtık kitaplar boyu şiirler okumak..
Hiçbir kalemin kağıda dokunmadığı bir geceydi.. Daha fazla
Biz seninle dolduramadık hiçbir mevsimi.. Aramızda hep gri sisler vardı..
Aynı yolun zıt yönlerine ilerleyen yolcularıydık aynı zaman diliminde..
Senin gözlerin doğudaydı,
Benimki ise gökyüzünde..
Aramızda kırık bir ayna gibi kaldı sevda..
Üzerimize hep yağmurlar yağdı,
Sen şemsiyelere sığındın her daim,
Benimse yüzüm bulutlara bakardı..
Aynı şehrin havasını solusak da,
Ayak izlerimiz hep farklı taraflaraydı..
Sen yaşama bağlı suretlere koştun hep,
Bense intiharlı şiirlere müptela bir kadın..
Aramızda dipsiz bir uçurum vardı,
Sana doğru adım atsam, yaralarım çıldırasıya kanardı..
SON YORUMLAR