13 Nis 2010
by editor
in Edebiyat
Etiketler:2010 dünya başkenti, a.tolga akpınar, Alparslan Tolga AKPINAR, ayasofya, çengelköy, üsküdar, başkent, bebek, beykoz, beyoğlu, beşiktaş, boğaz, boğaziçi, dolmabahçe, eminönü, estanbul, harem, imparatorluk, istanbul, istiklal, istinye, kabataş, Kadıköy, kapalıçarşı, konstantin, kuleli, kız kulesi, marmara, nişantaşı, osmanlı, sultanahmet, taksim, tolga akpınar, topkapı, yeditepe, yerebatan sarnıcı, Şiir, şişli
Harem’de içinde sıla olan bir bavulsun.
Dolmabahçe’de denizin köpük sıçrattığı bir sandalyesin.
Beşiktaş’ta bir büfesin, içinde simit satılan…
Şişli’de eski bir apartman dairesisin, içinde mazi oturan.
İstanbul; İstiklal’de bir melodisin, yabancı ellerin kemanından…
Ya da bir yağlı boya tablosusun, metroda sergilenen,
Ve içinde her boyanın renginden bir damla bulunan…
Her taşına milyonlarca adım basılan bir arnavut kaldırımısın aslında… Daha fazla
01 Ara 2009
by editor
in öykü, Mizah, Serbest Yazı, Sosyoloji
Etiketler:askerlik şubesi, çengelköy, üsküdar, bağlarbaşı, beykoz, cattywild, dolmuş, ekşi sözlük, facebook, fıstıkağacı, Kadıköy, kollektif sessizlik, müsait bir yer, mini-büs, minibüs, okeye dördüncü, pınar polat, Sinestezi E Dergi, taksi dolmuş, twitter, wordpress, zamane sözlük, şoför, şoför yanı
Kadıköy-Üsküdar
Bağlarbaşı mı?
En öne oturuyorum. Şoför yanı.
Dün en arkaya, ortaya oturmuştum. Okeye dördüncü gibi. İri bir adam, iri bir kadın ve bacaklarını aça aça oturan ikinci bir adam. Bana düşen bunların ortası. İki büklüm oluyorum, yine de kadının tombul etleri koluma değiyor. O kadarla kalsa iyi, kalçasıyla temas halindeyim ve ona değen noktalar terliyor. Sağa kaysam şişko adam, daha kötü. Daha fazla
29 Kas 2009
by editor
in öykü, Başkaldırı, Serbest Yazı
Etiketler:basma şalvar, cattywild, Gül satan kadın, gülcü kadın, hayat, Kadıköy, kara kadın, pınar polat, ROSE, women selling roses, yemeni, zamane sözlük
Deniz kenarı. Birkaç düzine masa. Çoluk-çoluk insancıklar. Tek yok, hepsi çift. Hayatı çifter çifter yaşıyorlar. Olamazlar tek, kalamazlar tek; yenilirler yoksa.
Takılır ayakları bir yerde. Tutacak kimse bulamazlar. Çifte gidiyorlar o yüzden.
Benim sayım ise 9. Tek sayı. Çiftler başlamadan hemen bir durak önce. Ya da, köprüden önce son çıkış. Daha fazla
SON YORUMLAR