“Yanlış bir zamanda geldiysem, ya da yanlış olan zaten bensem, gidebilirim…” diyerek kafasını kapının aralığından uzatarak gözlerime bakmaya çalıştığında ben arkamı dönmüş boş odaya doğru ilerliyordum. Cevap vermediğimde tepkisinin ne olacağını merak ettiğimden değildi bu davranış. Şu anda değil konuşmak nefes almak bile istemiyordum. Gelmediği o uzun süre zarfında çok şey değişmişti ve değişmeye devam ediyordu. Şimdi yerde kolilere doldurulmuş eşyalarım, bir iki ucuz boş şarap şişesi, çöpe atılmak için ayrılmış anılar vardı boş evimin boşluklarında. Ve içeri girseydi eğer hiç bir şey düşünmeden, bunun hoşuma gidip gitmeyeceğini bile umursamadan o boşlukları Daha fazla
Dalgakıran
03 Şub 2009 1 Yorum
in Deneme, Edebiyat Etiketler:14 şubat, Ay, Ayrılık, Aşk, Ağlamak, çocuk, balık, bulut, dalga, dalgakıran, Deneme, deniz, gökyüzü, gözyaşı, Hasret, hüzün, hiçbir zaman, kız, meltem, nemli, rüzgar, saç, serhan yüksel, Sevgili, yakamoz, yosun, yıldız, yıldızlar, ıslak
Ay yükselmeye başlamıştı yıldızlar ona eşlik ediyordu çok uzaklardan ama ışıklarını ona yetiştirerek. Denizin üzerinde küçük balık sürüleri gibi oynaşan yakamozlar uzaklardan kıyıya kadar geliyor, dalgakıranın yosun tutmuş kayalıklarında kayboluyorlardı. Meltem hafifti, okşar gibi esiyordu. Çocuk biraz daha yasladı başını omzuna kızın. Kız da ona doğru biraz daha sokuldu.. Konuşmanın bir anlamı yoktu, meltem, yakamozlar ve ay en güzel aşk kelimelerini fısıldamaktaydılar. Kızın belini biraz daha sıkıca kavradı çocuk ayrılmak istemediği belliydi. Gözlerini açtı hafifçe en derinlerden gelen hüznün dışarı çıkmak istemesiyle.
Kızın saçları hafifçe dalgalanmaktaydı, kendisine az da küçük gelen hırkasından daha çok; çocuğun nefesiyle ısınmak ister gibi sokulmuştu.. Bulutlar hiç acele etmeden sırayla geçtiler üstlerinden.. Ay her bulutun arkasından çıkışında kızın saçları ve gözlerinde parlıyordu ve bu yansıma ayın kendisinden çok daha güzeldi.
Daha fazla
SON YORUMLAR