Türkiye’ de Ekonomik Krizler – 1946-1954 ve 1958 Krizi

ekonomik-kriz

ÖNEMLİ UYARI: LÜTFEN AŞAĞIDAKİ YAZIYI KAYNAK  VE YAZAR İSMİ BELİRTMEDEN BAŞKA BİR PLATFORMDA YAYINLAMAYINIZ! HER HAKKI SAKLIDIR!

1929 Krizinin ardından Türkiye’ de ardı ardına üç büyük ekonomik kriz yaşandı. Bu makale de 1946, 1954 ve 1958 krizleri sebep-sonuç ilişkişi göz önüne alınarak incelenmiş ve krizlerden kurtulmak için izlenen yollar ve kullanılan argümanlar detaylarıyla anlatılmıştır.

2.Dünya Savaşı 1945 yılında bitmişti.Türkiye 1946 yılına kadar Atatürk’ün devletçilik politikasıyla başarıyla ekonomisini kalkındırmıştı. 1954′ de dünya da Kore savaşı bitmişti. Ülkede ise iklim şartları tarımı elverişsiz hale getiriyordu. 1950’lerdeki liberalizm politikaları ve dışarıdan sermaye ithalini amaçlamış serbestleşme programı Türkiye’yi 1958 krizine doğru götürdü. Daha fazla

24 Ocak 2009 > Sivasspor – Galatasaray Maçı

sivasspor-galatasarayYine bir muayyen zaman, yine bir derin paradoksi, yine bir “yaklaşma-yaklaşma çatışması…” Kendimi bildiğimden beri tuttuğum Galatasaray, kendimi bildiğimden beri yaşadığım Sivas’a gelmiş, ben hangisini tutacağım, ne halt edeceğim? Bu sefer ilk defa Sivas yensin istedim… Niye? Bilmiyorum… Sivas yensin…

Maçı stadda izlemenin bir mantığı yok, çünkü Kewell da Lincoln de gelmemiş. 4’erden 8 liraya kıyıp kahvede izlemeye başladık ve Sinestezi için şu notları aldık:

  • Yeni keşfettik ki; Sivas tamamiyle fizik üstünlüğüne önem veririmiş. Sahada, Musa dışında bir tane güçsüz adam yok. Futbol tekniktir evet ama teknikle sonuca gidilmez demiş, Bülent. Sırf güç… Misal; Herve Tum’dan Kurban Bayramı’nda 7 hisselik et rahat çıkar. Bilica sırım gibi oğlan. Yalnız Musa işte… Musa demek sinekten doymamış yağ çıkarmak demek. Her neyse, bu maçta fizik üstünlüğü kesinlikle Sivas’ta. Daha fazla