28 Mar 2010
by sinestezi
in Deneme
Etiketler:alev alev, Ayrılık, Aşk, Özlem, Deneme, fatoş ceylan, Hasret, hayaller, küçücük bir gülüş, oh dear, oh my dear, Sevgili, sevişme, sigara, Sinestezi E Dergi, takvim, taş duvarlar, ten

Ey Sevgili!..
Görebiliyor musun etrafımda düşlerimi sarmalayan demir parmaklıkları? Hayallerimin uçmasını engelleyen taş duvarları…Alıyor musun keskin küf kokusunu? Soğuğu, yalnızlığı, hasretliği benim kadar içine çekebiliyor musun ey sevgili? Duyuyor musun çaresizliğimin sessiz çığlıklarını? Sıkışıp kaldığım suskunlukta sayabiliyor musun ilerleyemeyen adımlarımı?
Söyleyemediğim sözler boğazımda düğüm düğüm… Alamadığım acı bir nefes göğsümü acıtan, ellerim, titreyen ellerim bomboş kaldı havada aşkını yakalamaya çalışan. Sürgün misali geceler sabahları olmayan. Daha fazla
15 Mar 2010
by Erkan Mercan
in Aşk, Şiir
Etiketler:Ağlamak, Özlem, bahane, ben, boş sokaklar, dil, erkan mercan, Hasret, kalp, kardelen, kelime, sen, yoksun
Yoksun burda..
Yoksun diye ağladım boş sokaklarda..
Hüzün sardı hep yalnızlıklarda..
Kalbimin ucuna kadar gelen kelimeler,
Dilimin ucuna gelmek için bahane aradılar,
Ama bulamadılar onlar da..
Kardelenler bile o beyaz örtüyü yırtıp güneşi gördü ama, Daha fazla
23 Eyl 2009
by Erkan Mercan
in Edebiyat, Şiir
Etiketler:ahmet yılmaz tuncer, ayvalık, Özlem, özgür, beyaz, bozcaada, dalga, düşler, deniz, dostluk, ferahlık, gökçeada, hüzün, izmir, kalbim, kalp, kıyı, rüzgar, sarı, sözler, siyah, türkü, tutku, yıldızlar, şarkı

Dostun dostluğunu alamazsın elinden
Ve sökemezsin içinden
Sökemezsin yıldızları yerlerinden
İçimde dalgaları fırtınaları
Ve özgür beyaz köpükleri var
Dostluk denizinin
Uğraşamam sözlerinizle
İzmir‘deyim oda oda bakışlarımla
Gökçeada’da
Bozcaada’dayım
Dostum bende ben dostumdayım Daha fazla
11 Eyl 2009
by editor
in Aşk, Mektup
Etiketler:alper akpınar, ateş, aydınlık, Aşk, Özlem, dünya, gökyüzü, güneş, gece, kalp, kar, yaşam
Aziz güneşim;

Sen geceme doğduğundan beri aydınlandı dünyam, her şeyi daha güzel görüyorum, ama sana bakamıyorum. Gözlerim yanıyor sana bakınca, bir ayrı parlıyorsun, her yere ışık verirken gözlerime meydan okuyorsun. Dünyamı yeşerten sensin, ruhumu ısıtan sen. Kalbimdeki buzları da sen erittin, aziz güneşim. İyi ki geldin. Daha fazla
27 Tem 2009
by sinestezi
in Aşk, Edebiyat
Etiketler:alper akpınar, Aşk, Özlem, Hasret, korku, love, rüya, sen, sevmek, Sinestezi, Yalnızlık

Ne zaman baksan bana, aklımı yitiriyorum gözlerinin içinde. Gözlerindeki anaforlar beni de çekiyor, gözlerimi kaçırıp özlemine sığınıyorum, kurtarıyorum kendimi. Özleminle tutuşup yine de kül olmuyorum gözlerinin serinliği ile. Gözlerini görmesem yanardım, bırakıp gitmesen boğulurdum. Ne seninle olmayı becerebiliyorum, ne sensiz kalabiliyorum büsbütün. Oysa bilsem ki o gözler bir tek bana öyle bakacak, bir tek ben boğuşacağım o gözlerin içindeki anaforla; sesine, nefesine sığınıp hayatta kalırdım; senin olurdum. Daha fazla
03 Tem 2009
by Alper AKPINAR
in Aşk, Mektup, Serbest Yazı
Etiketler:alper akpınar, Aşk, Özlem, özlemek, gözler, sen, sevmek, Yalnızlık, yürek
Sığmıyor, taşıyor yürek yerinden, çıkmak istiyor, ayrılmak istiyor bedenden. Senin yerine konulacak hiçbir şey yok, sen yoksun, özlüyorum.
Özlemenin güzel şey olduğunu söyleyenler var, seni özlemek hiç güzel değil. Senin yanında olmak istiyorum, senden uzak olmaktan nefret ediyorum. Hatırımdan bir an bile çıkmıyorsun, gözlerimde bir belirip bir kayboluyorsun.
Daha fazla
23 Nis 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Şiir
Etiketler:Aşk, Ağlamak, Özlem, üzüntü, göz yaşı, gülümseme, gülşah üremli, kalp, mutluluk, rüya, renk, sen, seni seviyorum, sevgi, Sevgili, tebessüm, unutmak, zaman, Şiir
Seni seviyorum ey sevgili..!
Başkasını sevsen de seviyorum seni.
Sen beni unutsan da bende unutulan olmayacaksın.
Dilersen hiç gülümseme bana,
Ama ben her zaman yüzünde tebessüm olacağım.
Rengini al götür istersen hayatımın.
Ama ben senin rüyalarını bile en güzel renklerle süsleyeceğim.
Duydum ki başkasına gülümsüyor, elini tutuyormuşsun.
Buna üzüldüğümü sanma…
Ama dikkat et seni ağlatmasınlar.
Senden ayrılırken ağlıyorsam da… Daha fazla
19 Nis 2009
by gonca akpınar
in Aşk, Şiir
Etiketler:Özlem, Üşümek, çaresiz, bahar, gece, gonca akpınar, korku, nefes almak, Sevgili, Yalnızlık, yaşamak
Seni özlerken nefret ettim ben bu baharlardan!
Herkes sevgili, herkes cıvıl cıvıl..
Bense yine yalnızlığımı giyip gecelerdeyim,
Yorgun ve çaresiz..
Tek başına!
Ve yine yalnızlığa dönmenin gurursuzluğuyla,
Yürüyorum..
Kapanmasın kapılar,
Hep açık kalsın istiyorum.
Sensiz üşüyorum,
Korkuyorum,
Ellerimi tut!
Nefes almak, yaşamak istiyorum..!
Gonca AKPINAR
08 Nis 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Şiir
Etiketler:Asker, Aşk, Özlem, gözyaşı, nöbette, paylaşmak, sen, serhan yüksel, Sevgili, zaman, Şiir
Saat yedi otuz beş
Seni düşünerek geçti kaç saatim
En iyi zaman seni düşünerek geçiyor zaten
Birde sigaramdan derin nefesler çektiğimde
Sebebini bilirsin parasız günlerimizden
Tek bir nefesi bile paylaştırdı o günler
Olsun sen vardın yanımda
Ve ders kitapları ve defter
Ve ellerin vardı yüzümü okşayan
Senin canın vardı canımda
Bir çocuk vardı benimle oynayan Daha fazla
03 Nis 2009
by Erkan Mercan
in Aşk, Edebiyat, Şiir
Etiketler:an, anlatamamak, anlatmak, Ayrılık, Aşk, Özlem, çile, ömür, ben, dert, ebedi, ezeli, gülşah üremli, güneş, gel, Hasret, kin, melek, mevsim, mutluluk, ruh, sen, sevda, sevgi, zaman, Şiir, ışık
Ben ömrümde bir tek mutluluk bulabildim, sadece bir tek…!
Ne bir hafta, ne bir ay ne de bir yıl,
Ne bir mevsim, ne bir zaman,ne bir başka an…!
Bir tek güneş, güneş gibi doğdu karanlıklarımın üstüne.
Bir tek o gün ışık, ışık gibi parladı ruhumun derinliğine. Daha fazla
31 Mar 2009
by sinestezi
in Aşk
Etiketler:alper akpınar, Ayrılık, Aşk, Özlem, gökyüzü, güneş, love, rüya, ruh, sevgi, sevmek, Sinestezi, toprak
Koşa koşa gelsem açar mısın kucağını?
Ellerimi uzatsam tutar mısın, ısıtır mısın üşüyen ellerimi sımsıcak, pamuk gibi yumuşak ellerinle? Soğuktan kıpkırmızı olmuş burnumu öper misin, yanaklarıma dokunur musun? Bilir misin, seni seviyorum ben. Bilirsin elbet! Bilmesen gülmezdin üşüyen ruhumu ısıtmak için. Almazdın yumuşacık ellerine minicik kalbimi. Dokunmazdın acıyan yüreğime. Daha fazla
07 Mar 2009
by gonca akpınar
in Aşk, Şiir
Etiketler:Ayrılık, Özlem, çiğdem yılmaz, dua, günah, Kayıp, kirpik, mola, Oku, sen, Tanrı
Kutsallığı yırtık hayatımın ilk ayeti idi, ruhuma bir sancı gibi inen varlığın..
Kayıp Tanrım’ın adı ile ‘sen’i okumaya başladım.. İşlediğim en siyah suçtu gözlerin..
Kirpiklerinde soluklanmak adına verdiğim molalar, Günah niyetine işlenmişti amel defterime..
Yani anlayacağın terazinin cehennem kefesi ağır geliyordu işte..
Zaman senden yanaydı durduğum Araf’ta, akıyordu teklemeden, Bana ise akrebin yelkovanla amansız savaşını izlemek kalıyordu..
Yani diyeceğim şu ki; Mevsimlerin ‘sen’le bezenme ihtimali ahretlik bir soru oluyordu..
Kirli dualarımın ilk anlamı idi
Yüreğime bir taş gibi oturan ayrılığın..
Pas tutmuş surelerimin adı ile ‘sen’i özlemeye başladım.. Daha fazla
07 Mar 2009
by Alper AKPINAR
in Aşk, Mektup
Etiketler:alper akpınar, Ayrılık, Aşk, Özlem, gamzeler, güneş, Hayal, love, ruh, Sevgili

Gamzelerinin içinde sonsuza dek yaşayabilirdim biliyor musun!..
Nerden bileceksin. Yine de boşver. Senin bir anlık hayalin bile yeterince mutluluk veriyor bana.. Gamzelerin senin olsun. Varsın aydınlatmasın gözlerin gecemi, varsın gülümsemen ısıtmasın ruhumu. Hayalin bana yeter. Sesin, gülüşün, bakışın yeter. Dokunmasan da olur. Varsın ellerim değmesin ellerine, bazen yüzüme bile bakmasan da olur. Bazen gülümsüyorsun ya, bazen azıcık bir ses çıkıyor gülerken, mutlu olmama yeter.
Biliyor musun, seni görmediğim günümü hiç yaşamamayı tercih ederim..ve seni neşeli değilken gördüğüm günleri silebilmeyi ikimizin de geçmişinden. Seni gülerken gördüğüm her günümse bayram. Nerden bileceksin. Bilmesen de olur gerçi. Öyle bir an bile görsem seni, bana yetiyor. Bazen amaçsızca bakıyorsun ya, öylesine, beraber bakabilelim istiyorum dünyaya, birlikte. Olmuyor. Varsın olmasın, yakınız ya hala.. Daha fazla
16 Şub 2009
by editor
in Aşk, Şiir
Etiketler:alkol, Ayrılık, Aşk, Özlem, çiğdem yılmaz, Coğrafya, hafıza kayıpları, Hasret, imkânsız, koku, mülteci, mesai, mevsimler, unutmak, yağmur mesaisi, yokluk, ıslak bir iç geçiriş
” Mevsimlerden ‘kalbi kırık bir bahardı’
Ve ne hikmetse on üçüncü cumaya denk gelmişti gidişin..
Bense bunu tanrının 1 nisan şakası zannetmiştim..
Ama artık anladım ki ‘sen’ gibi gerçekti bu ayrılık da..
İçinde ne bir geri geliş vardı,
Ne de yaramaz bir çocuğun masum gülüşü..
İşte, böyle başladı lanet bir aşka hapsedilişim.. ”
Yağmur mesaisine kalıyor artık gökyüzü her daim..
Her daim ıslak bir iç geçiriş oluyor hayalin gözlerimde..
Uçurum diplerine saklanıyorum çaresiz,
Ve sessiz ‘imdattt!’ çığlıkları atıyorum denize taş niyetine..
Sensiz kalma korkuları biriktirmiştim ya çocukluğumun ıslah evlerinde,
Şimdi onları içimin küflü duvarlarına asıyorum..
Ürktüğüm uzakların seyrine bırakıyorum kimsesizliğimi..
Ve bir mülteci gibi kalıyorum yokluğunun coğrafyasında..
Suskunluğuna direniyor da ruhum,
Kokun olmadan anlaşamıyor tenimle asla.. Daha fazla
14 Şub 2009
by editor
in Aşk, Deneme, Şiir
Etiketler:14 şubat, akasya, Ağlamak, Ölüm, Özlem, özlemek, Baba, büyük baba, dede, Deneme, evlat, fötr şapka, güneş, Hasret, ismet akpınar, Sevgili, sevgili dedem, tolga akpınar, torun, uzak, yaşlı adam, Şiir
Sen gittin aylar, yıllar oldu… Terkedişin sanki az önce gibi. Toprağa diktiğin fidanlar ağaç oldu, meyvelerini ise canına değsin diye yiyor sevdiklerin. Gölgesinde piknikler yapılıyor, hiç görmediğin çocuklar yani torunların minicik bedenleriyle oyunlar oynuyorlar. Bana ağaç dikmeyi öğretmek için beraber diktiğimiz akasya vardı ya, hani bükülmesin diye duvara iple düğümleyip bağladığın akasya… İşte o akasya bile kocaman oldu, avlunun en çok gölge veren ağacı oldu. Attığın düğümü çözmedik, son attığın düğüm diye… Bazen o düğüme bakıp bakıp ağlıyorum. Biliyor musun bize üzerinde oturup anılarını anlattığın, bize hayatı öğrettiğin sandalye ve masa hala yerinde duruyor. Sadece kış aylarında kalıdırıyoruz zarar gelmesin diye… Hala kulaklarımda sesin, biz minicikken oyun oynadığımız dar sokakta bize seslenişin “akşam ezanı okunuyor artık eve gel” deyişin… Kokun ise burnumdan hiç gitmiyor, ne güzel kokardı tenin… Kafamı koyup uykuya daldığım göğsünün yumuşaklığını ise hiçbir yastıkta bulamıyorum… Daha fazla
13 Şub 2009
by editor
in Aşk, Mektup
Etiketler:14 şubat, ata göktuğ, Aşk, Özlem, derin sızı, doğum günü, fikrimin ince gülü, gönderilmemiş mektuplar, gözyaşı, gizli yara, hasbihal, Hasret, hüzün, iş tulumu, kavrulan dudaklar, selam eder gözlerinden öperim, Sevgili, unsent letters, uzun zaman
Ey gizli yaram, ey derin sızım; evvel mahsus selam eder, gözlerinden öpmek isterim. Lakin öpemem, dokunamam bile. Bilirim ki yanar kavrulurum. Sen öyle bir ateşsindir ki ismini anarken kavrulan dudaklarım, tutuşan yüreğim iyi bilir korunu..
Uzun zaman oldu hasbihal etmeyeli, sen nasılsın görüşmeyeli? Ben aynıyım, aynı benim. Biraz saçlarım döküldü, biraz belim büküldü. Uzağı da seçemiyorum gözlüksüz. Mide ağrılarım stresten, baş ağrım düşünmektenmiş güya. Hekimler de baştan savar oldu..
Sen nasılsın görüşmeyeli? Hala gülüyor mu gözlerinin içi, hala hayat dolu musun? Bak hayat yormuş Serdar’ı, Fatih’e de yalan söylemiş. Ben de artık güvenmiyorum. Daha fazla
28 Oca 2009
by gonca akpınar
in Mektup, Psikoloji, Serbest Yazı
Etiketler:ay ışığı, Ağlamak, Ölüm, Özlem, Baba, gonca akpınar, Hasret, Hayal, hayat, Haykırmak, Hoşgörü, Küçük kız, korku, Mezar, my father, nur içinde yat, seni çok seviyorum, sevgi, Umut, şen kahkahalar, İnsaf
Şen kahkahalar atan, deli gibi oradan oraya zıplayan küçük kız yok artık karşında. Gözleri ay ışığında buğulanmış, yüreği kan denizinde yüzen bir zavallıyım artık.
Yıllar geçtikçe, törpülediğim umutlarımla karşındayım.
Bak törpüledikçe zamanla yok oldular. İnsafım, sevgim, hoşgörüm, merhametim belki de sana duyduğum özlem…
Sahi neydi onlar?
Hatırlamıyorum bile…
Hatırlamıyorum çünkü sen gittiğinde ben 7 yaşındaydım. Bütün hayallerimi, umutlarımı ve geleceğimi götürdüğünde tam 7 yaşındaydım baba..!
Daha fazla
SON YORUMLAR