Ve kapanacak perde.
Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak! Kapısını aralayıp girdiğimde düşlerinize, uyandığınıza lanet ederek başladığınız o günden sonra eskisi gibi olmayacak hiçbir şey.
Vazgeçtiğim her şey yeni bir vazgeçiş olarak dökülüyorken üzerime, bardaktan boşanırcasına hem de. Sesleniyorum uzaklardan hem hepinize hem hiç kimseye, belki de sadece kendime. Olmayacak diyorum olmayacak!!! Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Daha fazla
Ve Kapanacak Perde!
28 Mar 2010 2 Yorum
in Deneme Etiketler:ahiret, Ayna, öteki hayat, Deneme, hayat, hereafter, kadın, koku, other life, perde, rüya, screen, Sevgili, Sinan Çavdarlı, uyku
Sıradan Bir Gün !
02 Ara 2009 1 Yorum
in Aşk, Deneme, Serbest Yazı Etiketler:Ayrılık, Aşk, Ağlamak, dîde-i giryân, dramatik, facebook, feryat, gölge, göz yaşı, gözyaşı, güzel, gece, hüzün, kavuşmak, mete akpınar, metehan akpınar, Mustafa Ceceli, night, rüya, Sevgili, Sinestezi E Dergi, ten oyalanır can yanar, unutamam, unutmadım, yar, yavaş yavaş
Sıradan bir gün daha geride kaldı. Güneş batıyor yavaş yavaş.. İnsanlar evine çekiliyor. Kim bilir neler yaşadılar bugün.. Neye üzüldüler? Neye sevindiler? Ne kaybettiler? Ne kazandılar acaba..? Sıradan bir gün işte yine seni düşünüyorum. Yine aklımın bir köşesindesin, rahat durmuyorsun. En yakınken en uzak olmuştun ya hani, şimdi en uzakken en yakınsın bana..
Aklımda, kalbimde, her baktığım yerde, her baktığım kişide senden bir şeyler görüyorum. Özellikle de gözlerin hiç gitmiyor bu kör olası gözlerimin önünden. Daha fazla
Gitmekle kalmak arasında
14 Kas 2009 4 Yorum
in Aşk, öykü Etiketler:alper akpınar, Araf, Ayrılık, Aşk, Ölüm, Edebiyat, Gitmek, gramofon, kalmak, kalp, kılıçtan keskin, masa, plak, rüya, Yalnızlık
Gitmekle kalmak arasında, bir yukarı bir aşağı, bir sağdayım, bir solda.. Elimde eski bir gramofondan kalma küçücük bir parça, onunla ne yapacağımı bilmiyorum, sallayıp duruyorum. Sanıyorum bir gramofon iğnesi bu, plağın yüreğine vurup onu inleten şey bu olsa gerek. Yüreğime vurup beni inleten şeyin varlığını sorguluyorum, bir yukarı bir aşağı, bir soldayım bir sağda..
Anafor
27 Tem 2009 2 Yorum
in Aşk, Edebiyat Etiketler:alper akpınar, Aşk, Özlem, Hasret, korku, love, rüya, sen, sevmek, Sinestezi, Yalnızlık
Ne zaman baksan bana, aklımı yitiriyorum gözlerinin içinde. Gözlerindeki anaforlar beni de çekiyor, gözlerimi kaçırıp özlemine sığınıyorum, kurtarıyorum kendimi. Özleminle tutuşup yine de kül olmuyorum gözlerinin serinliği ile. Gözlerini görmesem yanardım, bırakıp gitmesen boğulurdum. Ne seninle olmayı becerebiliyorum, ne sensiz kalabiliyorum büsbütün. Oysa bilsem ki o gözler bir tek bana öyle bakacak, bir tek ben boğuşacağım o gözlerin içindeki anaforla; sesine, nefesine sığınıp hayatta kalırdım; senin olurdum. Daha fazla
Hayat
25 Tem 2009 2 Yorum
in Şiir Etiketler:alıntı, efsane, fatih canavaroğlu, gülmek, hayat, izin vermek, mutluluk, rüya, sadakat, yalan, şehir
Rüyalardan alıntıydı mutluluk,
Bir şehir efsanesiydi sadakat…
Yalandan dahi olsa
Bir kez olsun gülmeye izin vermedi hayat…
Fatih Canavaroğlu
Unutulan Olmayacaksın
23 Nis 2009 1 Yorum
in Aşk, Şiir Etiketler:Aşk, Ağlamak, Özlem, üzüntü, göz yaşı, gülümseme, gülşah üremli, kalp, mutluluk, rüya, renk, sen, seni seviyorum, sevgi, Sevgili, tebessüm, unutmak, zaman, Şiir
Seni seviyorum ey sevgili..!
Başkasını sevsen de seviyorum seni.
Sen beni unutsan da bende unutulan olmayacaksın.
Dilersen hiç gülümseme bana,
Ama ben her zaman yüzünde tebessüm olacağım.
Rengini al götür istersen hayatımın.
Ama ben senin rüyalarını bile en güzel renklerle süsleyeceğim.
Duydum ki başkasına gülümsüyor, elini tutuyormuşsun.
Buna üzüldüğümü sanma…
Ama dikkat et seni ağlatmasınlar.
Senden ayrılırken ağlıyorsam da… Daha fazla
Ağlayan şehir
16 Nis 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Mektup, Serbest Yazı Etiketler:alper akpınar, Aşk, Ağlamak, gökyüzü, gece, nisan, rüya, ruh
Ey gözlerini ruhuma dikip ağlayan şehir! Sabaha kurur mu yüzünde göz yaşların?
Benim derdimi biliyorsun da ondan mı ağlıyorsun? Yoksa neden dökersin incilerini süslenmişken bu kadar? Ay mıdır seni üzen saklanıp arkasına kara bulutun, yoksa gece midir güneşini örten? Nisan mıdır yoksa kalbini kıran, bu kadar neşe saçtığından? Yoksa sen de mi deli divanesin bir güzelin uğruna, senin de mi sevdiğin yanında değil yoksa? Bundan mıdır ağlaman, bundan mıdır yaşlarını dökmen gecenin yarısında?
Ey beni alıp da sarmalayan şehir! Sabaha dizer misin incilerini yeniden gerdanına?
Seni seviyorum!
31 Mar 2009 7 Yorum
in Aşk Etiketler:alper akpınar, Ayrılık, Aşk, Özlem, gökyüzü, güneş, love, rüya, ruh, sevgi, sevmek, Sinestezi, toprak
Koşa koşa gelsem açar mısın kucağını?
Ellerimi uzatsam tutar mısın, ısıtır mısın üşüyen ellerimi sımsıcak, pamuk gibi yumuşak ellerinle? Soğuktan kıpkırmızı olmuş burnumu öper misin, yanaklarıma dokunur musun? Bilir misin, seni seviyorum ben. Bilirsin elbet! Bilmesen gülmezdin üşüyen ruhumu ısıtmak için. Almazdın yumuşacık ellerine minicik kalbimi. Dokunmazdın acıyan yüreğime. Daha fazla
Kalbimin Gözleri
07 Mar 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:Ayrılık, Aşk, ümit, fotoğraf, kalbimin gözleri, leaving, metehan akpınar, rüya, terketmek, yolcu, Şiir
Gittiğinde hafızamı yitirmiştim,
Bir tek sendin aklımda kalan, gözlerin…
Evet! Gözlerin…
O baktığımda kaybolduğum,
Sanki bir bulutun üstünde hissettiğim kendimi,
Sanki kalbinde bir yolculuğa çıktığım,
O gözlerin…
Ama şimdi sadece fotoğrafın var ellerimde.
Rüyadan uyanırken yanıma aldığım o fotoğraf.
Her baktığımda sensin aklımda, gülüşün, öpüşün…
Hiç çıkmıyor.
Ve şimdi…
Ve şimdi gitmekte olan vapurun,
Arkasından bakakalan bir yolcu gibiyim. Daha fazla
Acı Rüya
16 Şub 2009 2 Yorum
in Aşk, Deneme Etiketler:acı, acı hayat, al işte bastırdım seni acı, Aşk, duş, hayat koşusu, rüya, selen urcan, yaşam biçimi
Bütün koşuların bir başlangıç bir de bitiş çizgileri vardır.Hayat da o yüzden koşu yarışlarına benzer. Bir başlarsın doğduğun an koşmaya, bu başlangıcın olur. O halde ölümün müdür son, orasını bilemem ölmeden? Neticede bilinmezliğe giden bu yolsa; hep koşarsın. Koşarken düşüp durursun ha bire. Sonra düşmemeyi öğrenirsin. Bu sefer sıradanlık başlar. Yine bir heyecan istersin ki, bu sefer de sonu acı olur. Düşmekle kalmazsın, tepetaklak oluverirsin.
Sonra ayağa kalkarsın, kalkmalısın. Çünkü daha son değil! Devam etmelisin! Ama bir kıymık batmış eline ya da kalbine yemişsin bir faça! Sonra taa derinlerden bir acı titretir bedenini, sızlatır içini. O sızlatır, sen sızlanırsın. Kıymık çıkmaz acı bitmez! Sonra arabesk yaşam başlar. “Olsun be gülüm acında güzel” deyiverirsin aniden. Acı, yaşam biçimin olur.
Daha fazla
Rüyaların Efendisi
07 Şub 2009 Yorum bırakın
in Başkaldırı, Deneme Etiketler:ateş, Ölüm, çelik kılıç, ölümlü, büyü, büyülü ezgi, Dream, efendi, etkileyici, gökyüzü, göğüs germek, kan kokan rüzgar, kin, kutsal, kırbaç, lord, lord of dreams, mahşerin dört atlısı, nefret, parçalamak, rüya, rüyaların efendisi, serhan yüksel, tılsımlı kolye, şeytan, ıssız bir çöl
Mahşerin dört atlısı gibi yüreğimden kopup gelen dört isyankar dürtünün etkisiyle tüm kinimi ve nefretimi ölümlülerin üstüne kustum. Onur, zafer, ihanet ve nefret; işte beni ay ışığı altında kurdun gözü gibi parlayan çelik kılıcımla gökyüzünü parçalamaya yeltendiren dört kutsal duygu. Ölümsüzlüğün kanadında gelen mağlubiyeti kabul etmeyip, tüm savaşçılar gibi, zafer naralarıyla uçan atlılarıyla saldıran şeytanın elçisine göğüs gerdim. Damarlarımda dolaşan ölüm bana cesaretin, gücümün yetmediği kara gözlü iblisler ise zaferin kaynağını verdiler. Issız bir çölde rüzgar bağışlanmak isteyen ruhlar gibi sürünürcesine eserken her bir tanesi akrep iğnesi kadar acı veren kumlar tüm vücudumda bir kırbaç gibi şakırdıyordu. Daha fazla
Tabiri Caizse Rüya
02 Şub 2009 1 Yorum
in Deneme, Makale, Mizah, Psikoloji Etiketler:Altın, Avuç, Ay, Ağlamak, Dream, Dream interpretation, güneş ışınları, gece, gonca akpınar, istila, Kabus, karanlık, Köpek, köpek ulumaları, Korkmak, korku, Koşmak, Makarna, nefes, Nightmare, Orman, Puzzle, rüya, Rüya Tabirleri, Uyanmak, yeryüzü
Gün yeni doğmuştur. Yeryüzü yine güneş ışınlarının istilasıyla ışıl ışıl. Ve merhaba yeni bir sabaha. Fakat o da ne? Kan ter içinde uyandınız nefes nefese. Ağladığınız davul gibi şişmiş gözlerinizden belli. Peki ama neden ? Belki de gece gördüğünüz rüyadandır.
Evet evet kesinlikle bu bir kabustu. Sabaha kadar dur durak bilmeden oradan oraya koşuşturdunuz. Şimdi sakince gözlerinizi kapatın ve rüyayı hatırlamaya çalışın…
Ay cömert bu gece, bütün ışıklarını salıyor yer yüzüne . Her yer zifiri karanlık ve siz ormandasınız. Köpek ulumalarını duyuyorsunuz. Ve korkudan kıpırdamazken bir an avucunuzdaki altınlara bakıp anlam vermeye çalışıyorsunuz kimin olduğuna dair. Daha fazla
Bu Kalp O’nu Unutmaz
31 Oca 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Deneme, Serbest Yazı Etiketler:Aşk, bu kalp seni unutur mu, erkan mercan, Hasret, kalp, kendini kandırma, O, rüya, sevda, sevgi, unutamamak, unutmak, vurgun, şarkı
Bir rüyanın sabahında ne yaptığımı bilmez halde buluyorum kendimi. “Unuttum” dediğimden beri 3 ay geçti. Ama unuttuğum O değildi. Vurgun yiyen gönlümün sesini kesemeyeceğim gerçeğiydi.
Bu aklıma geldikçe de kendimi kaybediyorum. Onu yitirmiş olmanın üzüntüsü deli ediyor beni. Tanınmaz hale geliyorum. Biliyorum. Sevmem lazım, içime sığmayan sevgimi birine vermem gerekiyor. Yalnız bunu söylerken de unutuyorum bir gerçeği. Kimseyi koyamayacağım yerine, onun gibi olmayacak kimse. Ona benzemeyecek. Onun gibi konuşup onun gibi gülmeyecek. Kimseye de haksızlık edemeyeceğim ona benzemiyor diye. Oyalayamayacağım başkasını. Biliyorum unutamayacağım onu ve belki de asla aşık olamayacağım bir daha. Daha fazla
SON YORUMLAR