Derin ve gizli bir yalnızlığı yaşarız bazen. Alev, alev yanan umutlarımız, sevgilerimiz korlaşır; farkında olmadan boş, boş bakar gözlerimiz. Tek kurtuluşu ölmek! Ya da başka diyarlarda bizi tanımayan kimiz neyiz bilmeyen insanların arasında kaybolup gitmekte ararız. Oysa tek çare zannettiğimiz kaçışta; Daha fazla
Bazen İnmek Gerek Sahneden !
19 Kas 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Deneme, Edebiyat, Serbest Yazı Etiketler:acizlik, Ayşegül Öngel, bazen, birikmek, cesaret, Eleştiri, emek, farkındalık, güzel, geçmiş, hayat, hayranlık, haşmet, inkar, kimlik, kıymet, madde, manzara, mağrur, milyon, nefret, resim, sahne, sanmak, sevgi, sevmek, seyirci, Sinestezi, Sinestezi E Dergi, son, susmak, tanımlamak, tükenmek, tepki, uzak, yol, zaman
Bazen resim oluyorum durup soluklanıp baktığın, bazen ayna oluyorum bakarken kendin sandığın…
Bazen tam karşındayım sana göre seyirlik bir manzaranın en güzel karesi gibi, bazen de milyonlarca yıl uzağındayım hayatını adasan da ulaşamayacağın…
Bazen eleştirdiğin gibiyim eleştirmen için, bazen de hayranlığın oluyorum mağrur duruşlar da ki varlığım gibi…
Bazen tanıdığını tanımlıyorsun benden geçmiş anlarda öğrendiğin birkaç yavan söz cümlesiyle, bazen de susuyorsun acizliğinin farkındalığıyla… Daha fazla
Raif Efendi
02 Kas 2009 2 Yorum
in Deneme, Edebiyat, Serbest Yazı Etiketler:ağrı, öfke, öfkelenmek, üzülmek, üzüntü, düzen, depresif, derya koşar, Edebiyat, en iyi, fanus, Film, gülümseme, güneş, geçmiş, hikaye, ilgili yazı, karakter, kitap, kış, mevsim, nem, Raif Efendi, roman, ruh, Sabahattin Ali, sessiz, sevgi, Sevgili, sistem, sıkıntı, yazın, yaşam, yağmur, zaman, İnsan
Günlerim bir biri ardına sıralandı yine. Zaman durağan… Köşeye çekilip yaşamı seyrettiğim, cam fanusta görevi sadece yaşamak olan süs balığı misali gidiyor geliyorum. Sabah şiddetli ağrılar içerisinde uyandım. Yine yorgundum. Burnuma küf kokusu geliyor, bakıyorum sanki yastığımdan çıkıp hızla evi dolaşıyordu. Güneş girsin, ısıtsın, kurutsun nemi istedim, mevsim de bana küsmüş olacak ki hava kapalı ve yağmurluydu. Şaşırmıyorum, aksine gülümsüyorum “Sizde haklısınız. Ben güneş olsaydım böyle depresif ruh haline doğmazdım” diyorum. Daha fazla
Sonra !
21 Eki 2009 Yorum bırakın
in öykü Etiketler:a.tolga akpınar, after, an, ANASAYFA, Ayrılık, Aşk, öykü, belki, Edebiyat, expectation, 미국쇠고기, fulldizi, güzel, gelecek, genel, Hadise, hikaye, hopes, 터키, kadın, kadın gibi, later, OSE, otp банк, sevgi, sonra, tolga akpınar, Umut, yazar, 投資 股市, العاب باربي, اضحك, صور بنات فن
Sabahın erken saatlerinde kalkmıştı adam,önce yüzünü yıkadı sonra rahat olsun diye ranzadan bozup yere yaptığı yatağını düzeltti. Ne giyeceğim diye düşündü önce, sonra ceylan motifli beyaz perdesini açıp dışarı baktı,hava nasıl diye… Hava kapalı gözüküyordu,acaba soğuk muydu? Bunu anlamak için pencereyi açtı, önce kafasını çıkardı, sonra ellerini tuttu havaya, serindi biraz hava… Ama aldanmamak gerekirdi yine, çünkü adamın oturduğu evin etrafı binalarla çevriliydi ve yüksekdeydi. Daha fazla
Aşk Dokunur Kalplere
25 Ağu 2009 2 Yorum
in Aşk, Deneme, Edebiyat, Psikoloji Etiketler:Aşk, fatih canavaroğlu, hayat, sevgi, zaman
Aşkın vuslat çizgisini geçmiş veya sevdayı iki farklı bedenden tek bir ruha yükseltmiş istisna ve bir o kadar da müstesna kalpler de dâhil aşkın öyle boyutları vardır ki, dokunur. Bazen sersemletir, bazen serinletir. Bazen çağlar, bazen dağlar. Bazen durulaştırır, bazen durultur. Ah aşk… Dokunur. Hem de her kalbe farklı, her sevdaya farklı dokunur. Her zamanda farklı, her mekânda farklı.
Aşk..
28 Tem 2009 1 Yorum
in Aşk, Edebiyat, Serbest Yazı Etiketler:Ay, Aşk, ömür, beklemek, dünya, efsun, fatih canavaroğlu, gülümseme, günah, güneş, hissetmek, konuşmak, labirent, lehçe, mavi, mukaddes, mutluluk, nefes, sükut, seni seviyorum, sevgi, sonsuz, susmak, teselli, teşekkür, vehim, vicdan, vuslat, yasak, zemzem, Şehit, şükür, şükretmek
Her “seni seviyorum” cümlesinin içinde gizliden gizliye, el pençe divan boyun eğmiş “sen de beni seviyor musun?” sorusunu saklamak ve böylesi daha nice cevabını bildiğin sorular sorup, ardından cevapsız kalmaktır aşk…
Haklısın, seni tanımadan önce böyle bir hayatın olduğunu bile bilmiyordum. Söylenenler doğruymuş: Güneş doğarmış, dünya dönermiş, ay tutulurmuş. Hatta seninle, bir başka doğarmış, bir başka dönermiş, bir başka tutulurmuş. Sana çok teşekkür ederim sevdiğim. Ben mutluluğu senden öğrendim; mutluluğa ulaşma yolunda harcanan çabanın mutluluğudur aşk… Daha fazla
Mısralar..
01 Haz 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:Ağlamak, Ölüm, göz yaşı, giden, her şey, hıçkırık, kalp, kızmak, metehan akpınar, sabah, ses, sevgi, yürek
Bir sabah uyandığımda ölmüştü.
Önce kızdım ona, her şeyimi aldın götürdün diye.
Ama sonra anladım ki beni duymuyordu.
Yüreğim.
Tek duyduğu;
Gözyaşımın, hıçkırıklarımın haykırışlarıydı.
Sürekli elveda diyen bir kızın,
Sesini duyduğunu söyledi sonra bana…
Dedim; boşver duyma,
Sevecek olan gitmezdi…
Metehan AKPINAR
Fotoğraf: (http://www.resimmax.com/data/media/341/kumsala-cizilen-kalp.jpg)
Biliyorum, Sen Gitmelisin..
30 Nis 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:acı, arkadaş, Ay, Aşk, can, gülşah üremli, güneş, güzel, gece, git, Gitmek, inan, sevgi, Sevgili, tükenmiş, Umut, unutmak, unutmamak, yaşamak, yıldız, ziyan, Şiir, şarkı
Tükenmişlerle ben baş ederim
Koluna umutlarını tak,
Son bir kez arkana bak,
İstersen canımı da veririm…
İçim acımaz, olmam ki ziyan,
Karartmam gecelerimi inan
Ay’la arkadaş olur,
Yıldızlar altında güneşlenirim…
Sen her şeyi unutabilirsin,
Hiç yaşanmamış sayabilirsin,
Canını yakarsa, çekip anıları vurabilirsin,
Onları da kendi ellerimle gömerim…
Dinleme o şarkıyı bir daha sevgilim,
Kahretme kendini, solma güzelim, Daha fazla
Ölenle Ölünmez
23 Nis 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:ahmak, Aşk, Ölüm, bugün, bulamamak, bulmak, erkan mercan, giden, Gitmek, kaybetmek, Kayıp, mahvolmak, sevgi, Sevgili, yaşam
Ölenle ölünmez denilir..
Ölenle ölünür bugün,
Gidenle gidilir..
Gidemeyen kaybedendir..
Gidip bulamayan ahmak değildir ama
Peşinden gitmeyen kendini mahvedendir.
Erkan Mercan
Unutulan Olmayacaksın
23 Nis 2009 1 Yorum
in Aşk, Şiir Etiketler:Aşk, Ağlamak, Özlem, üzüntü, göz yaşı, gülümseme, gülşah üremli, kalp, mutluluk, rüya, renk, sen, seni seviyorum, sevgi, Sevgili, tebessüm, unutmak, zaman, Şiir
Seni seviyorum ey sevgili..!
Başkasını sevsen de seviyorum seni.
Sen beni unutsan da bende unutulan olmayacaksın.
Dilersen hiç gülümseme bana,
Ama ben her zaman yüzünde tebessüm olacağım.
Rengini al götür istersen hayatımın.
Ama ben senin rüyalarını bile en güzel renklerle süsleyeceğim.
Duydum ki başkasına gülümsüyor, elini tutuyormuşsun.
Buna üzüldüğümü sanma…
Ama dikkat et seni ağlatmasınlar.
Senden ayrılırken ağlıyorsam da… Daha fazla
Fısılda; Cesaretin Var Mı Aşka?
22 Nis 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:Aşk, duygu, erkan mercan, fısıldamak, fısıltı, göz göze, his, söylemek, sevgi, Sevgili, yaşamak, Şiir
Bir camın buğusunda yaşanmamalı aşk,
Ya da yüksek bir dağın tepesinde..
Halka açık mekanlarda yaşayabilmek lazım aşkı,
Korkmadan, çekinmeden..
Dahası, aşkın bunu bilirken..
Aşk;
Bu hissi, onunla göz göze yaşayabilmektir. Daha fazla
Ben Ömrümde…
03 Nis 2009 2 Yorum
in Aşk, Edebiyat, Şiir Etiketler:an, anlatamamak, anlatmak, Ayrılık, Aşk, Özlem, çile, ömür, ben, dert, ebedi, ezeli, gülşah üremli, güneş, gel, Hasret, kin, melek, mevsim, mutluluk, ruh, sen, sevda, sevgi, zaman, Şiir, ışık
Ben ömrümde bir tek mutluluk bulabildim, sadece bir tek…!
Ne bir hafta, ne bir ay ne de bir yıl,
Ne bir mevsim, ne bir zaman,ne bir başka an…!
Bir tek güneş, güneş gibi doğdu karanlıklarımın üstüne.
Bir tek o gün ışık, ışık gibi parladı ruhumun derinliğine. Daha fazla
Seni seviyorum!
31 Mar 2009 7 Yorum
in Aşk Etiketler:alper akpınar, Ayrılık, Aşk, Özlem, gökyüzü, güneş, love, rüya, ruh, sevgi, sevmek, Sinestezi, toprak
Koşa koşa gelsem açar mısın kucağını?
Ellerimi uzatsam tutar mısın, ısıtır mısın üşüyen ellerimi sımsıcak, pamuk gibi yumuşak ellerinle? Soğuktan kıpkırmızı olmuş burnumu öper misin, yanaklarıma dokunur musun? Bilir misin, seni seviyorum ben. Bilirsin elbet! Bilmesen gülmezdin üşüyen ruhumu ısıtmak için. Almazdın yumuşacık ellerine minicik kalbimi. Dokunmazdın acıyan yüreğime. Daha fazla
Biz ne ara mutluyduk, hatırlar mısın?
22 Mar 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Başkaldırı, Felsefe, Psikoloji, Serbest Yazı, Sosyoloji Etiketler:alper akpınar, Anne, ateş, Aşk, Ölüm, Baba, Düşünmek, gökdelen, gökkuşağı, gökyüzü, hayat, kahve, kalp, kirlenmek, paylaşmak, sevgi, Sevgili, toprak, Yalnızlık, yaşam, yaşamak, zenginlik, İnsan
Gidip kendime kahve alacağım hayatım, sen de ister misin? Belki yüreğimizi yeniden ısıtmaya yardımcı olur!
Sevdiğimiz zaman gösterirdik sevdiğimizi, bir zamanlar. Annemize sarılır, öperdik yanaklarından. Babamız bizi sırtına alır gezdirirdi. O zamanlar henüz gökdelenler yoktu. Delememişti kimse göğü, ve hala bir şansımız vardı zıplayarak gökkuşağına erişmek için.
seni sevdiğimi
20 Şub 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Şiir Etiketler:alper akpınar, Aşk, öpmek, bakmak, dudaklar, gülümsemek, gülmek, kızmak, love, sarılmak, seni seviyorum, sevgi, Sevgili, sevmek, Sinestezi, susmak, Şiir, İnsan

Ellerine bakıyorum,
gözlerine bakıyorum,
dudaklarına bakıyorum,
kızmıyorsun ya!
Kızmazsın biliyorum.
Sevgilim! Sen misin?
14 Şub 2009 2 Yorum
in Aşk, Mektup, Serbest Yazı Etiketler:14 şubat, alper akpınar, Aşk, büyümek, hüzün, kalp, love, romance, saklambaç, sevgi, Sevgili, sevmek, Sinestezi, şehir, İnsan
Bahçelerde ve yollarda saklambaç oynardık, gözlerimi kapatır sayardım. Gözlerimi açıp etrafıma baktığımda sadece seni arardım. Sobelenmek umrumda değildi, seni görünce bekler, yanında koşardım, önce sobelemek için değil, elin elime değer belki diye. Bir kovukta birini görürdüm, nefesini duyardım, kokusu gelirdi burnuma, sendin o.
Dünya küçülürken büyüdüm ben. Okullara gittim. Seninle tanıştım. Okul bitince çarşıya çıkardım. Yollarda yürürdüm, belki sen de aynı yollarda yürürsün diye. Belki karşılaşırız da selam verirsin, gülümsersin diye. Yürürken birini görürdüm önümde yürüyen. Yavaşlardım. Endamı sana benzerdi, sesi seninki gibiydi, kokusu senin kokundu, sendin o. Daha fazla
Beş Dakika Yaşayacaktım Gözlerinde
11 Şub 2009 12 Yorum
in Aşk, Deneme Etiketler:Aşk, beş, dakika, fatih canavaroğlu, hayat, hisset, hissetmek, sevgi, yaşam, yolcu
Bir garip yolcuydum hayatta, öyle ki hayat bir defaya mahsustu, olukça garipti ve istesen de istemesen de yolcuydun. Bir biri üzerine çöken domino taşları altında ezilerek ilerliyordum, buna zaman diyorlardı umuda göz kırpanlar. Dağları aşıyordum, önüme uçsuz deryalar çıkıyordu, suyu yarıp geçiyordum, bu defa bedbaht çöllerin kızgın kum fırtınalarına gömülüyordum. Sonrasında yağmur ormanlarında her damla silis taşı niyetine eziyordu bedenimi. Tüm mesafeler dile gelse de isminle, sen gelmiyordun. Her ölüm yeni bir ölüm doğuruyordu ve bilmiyordun izin verseydin beş dakika yaşayacaktım gözlerinde…
Neden yazıyorsun diye sorardın bazen. Bazı şairler şiir yazmaz sevdiğim. Hayattan çalarlar, hayatın onlardan çaldıklarını, olası bir körlüğün kör olası arifesinde. En mübah hırsızlık, en meşru ödeşmedir bu belki de. Ve ben ödeşemesem de gözlerinle, alçak gönüllü gülümsemelerimin altında yatan alçak bir gönlü saklayama da bakışlarım ve sen çalsan da beni her lahzada hayattan, bedenimi ele versen de teneşirlere, kelepçeleri bilezik bilsem de, ömrüm harap olsa da bukağı nöbetlerinde ben hep beş dakika yaşamak isteyeceğim gözlerinde. Daha fazla
Senden Geriye Tomurcuklar Kaldı
11 Şub 2009 Yorum bırakın
in Şiir Etiketler:Aşk, Ölüm, fatih canavaroğlu, gül, gerçek, inanç, sevgi, yalan, yaşam, Şiir
Farz olduğu zaman sevginin gözyaşları, toprağıma
Artık hiçbir önemi kalmıyor
Kara borsaya düşmüş yağmurların
Tetikte kalmış parmaklar işaret ediyor
Gezi, gözü, arpacığı…
İlaveten ölüyorum biçimsizliğimde
Hüzne serenatlar yazıyor, yalnızlığım
Temaşa ile dalgınlığında gözlerinin
Elektrik çarpıntılarının izi kalıyor
Ruhumun her bir köşesinde
Neden Allah’ım!
Yetmedi mi geçmişteki isyanlarım?
Diğerlerini dışarıda bırakmayan içsel hesaplaşmalar
Üzerine dışarıda hayat bulmaya çalışan sünepe dokunuşlar
Nüshası olmayan sevgim, değersizleşiyor
Her dönüşünde bu kahpe çarkın
Daha fazla
Bir Gün…
11 Şub 2009 4 Yorum
in Aşk, Şiir Etiketler:bir gün, düşler, dokunmak, maksat, nefes, selen urcan, sevgi, sevmek, yağmur, Şiir
Bir gün yağmurlu bir sokak bulsak,
El ele tutuşup düşlerde boğulsak,
Maksat hep birlikte olsak !
Bir gün koşarken uyansak,
Ya da aniden doluya tutulsak,
Nefesler iç içe geçmişken boşlukta kaybolsak,
Ya da tekrar o günün sabahında buluşsak,
Biraz acemice dokunsak da
Fark etmez,
Maksat hep birlikte olsak…! Daha fazla
Pek de ıssız olmayan bir adamın pek de ıssız olmayan hikayesi
10 Şub 2009 1 Yorum
in Sinema Etiketler:ada, adam, alper, anlamazdın, ayla dikmen, Aşk, çağan ırmak, cemal hunal, Film, film müziği, ilişkiler, Issız Adam, masumiyet, melis birkan, nefret, nil burak, sevgi, Sinema, ıssız
Bu sıralar hepimizin diline “Anlamazdın, anlamazdın / kadere de inanmazdın” sözlerini dolayan Issız Adam’ı geç de olsa izledim. Filmin ‘90’lar Türk sinemasındaki “vasat-fakat-seyredilse-bir-şey-kaybedilmez” tarzının örneklerinden biri olduğuna dair bir ön yargım vardı, bu ön yargımı pek de haksız çıkmadı. Zira filmin popüler sinemamıza hakim olan “popülerin popüleri” üslubundan hiç de ayrılır yanı yoktu.
Dikkat, bu yazı filmin içeriğine dair bilgi içermektedir!
Bir aşk hikayesi anlatılıyor Issız Adam’da… Zengin bir restoran sahibi olan Alper, hanım kızımız Ada’yla bir kitapçıda karşılaşınca hayatının aşkını buluyor. Her zamanki gibi kızımız ilk önce –pek de uzun sürmeyen- bir naz yapıyor, daha sonra olaylar gelişiyor. Evet, konu ve gidişat klişe… Ama asıl eleştirdiğim bu bile değil. Sorun, filmin oldukça zorlama ve yapay olması. Zorlama, çünkü filmin senaryosu ve gidişatı zorlama bir tümden gelim mantığıyla işliyor. Bir ilişkide olması gereken unsurların listelenip filmin bir köşesine sıkıştırılmaya çalışıldığı, bunun da basit yollarla yapıldığı bir film bu. Zira çiftimizin ne kavgalarının, ne sevişmelerinin, ne ayrılıklarının altı doldurulmuş. Son derece duygusuz sahneler izliyoruz. Kavgaları, barışmaları, sevişmeleri, ayrılıkları televizyonda görebileceğimiz herhangi bir aşk dizisinden farksız olarak neredeyse jet hızıyla birbirini takip ediyor. Daha fazla
Bahar (I)
09 Şub 2009 3 Yorum
in Aşk, Şiir Etiketler:alper akpınar, ateş böcekleri, Ay, Aşk, bahar, gökyüzü, güneş, sevgi, Sinestezi, unutmabeni, uyku, Yalnızlık, yıldızlar, şapka, İnsan
…ve her bahar gelişinde ben
şapkamı güneşe asıp
kendime
unutma beni çiçeklerinden bir yorgan yapıyorum.
Boş Bir Mektup
04 Şub 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Deneme, Edebiyat, Mektup Etiketler:Aşk, boş, fatih canavaroğlu, gözyaşı, Mektup, ruh, söz, sevda, sevgi, Sevgili, sevilmek, sevmek, yazmak, Yazı
Biraz önce elimde boş bir mektup vardı, okunmaya hazırlıksız bir yazı. Kimse okumasın diye daha yazmamıştım. Canıma tak etti feryatları,”yaz” dedi beni, çünkü yazmak hayattan öç almaktı bir nevi. Oysa hiç yazmadım ben ruhumda zorla sıkıştırılmış namlusu kendine dönük mersiyelerimi, içinden onca harf çalınmış alfabemle. Oysa boştu bu kâğıt biraz önce bütün çıplaklığıyla.
Biraz önce elimde boş bir mektup vardı, berraklığını hiç kaybetmemiş sesinin yadigârı. Yalnızlığın ritmini arıyordum bütün solo parçalarında, aşk bestelerinin. Belki de sadece seni dinlemek isteyişindendir, sağır kulaklarım, yine bu yüzdendir belki duyabildiğim en güzel şarkı, senin sesin. Acaba kalmış mıdır bana da yokluğunun acısını dindirecek kadar sessizlik musikisi? Biraz önce elimde boş bir mektup vardı, tıpkı ismin, tıpkı yüzün gibi nur ve seni anlatmaya yetersiz olduğu için utanıyordu bütün sözcükler. Necm-i gisü-dâr boşluklarında bir ümit çığlığıydın dudaklarımda. Her kelimeyi en iyi arkadaşımmış gibi seçiyordum ama nedense her seferinde hayal kırıklığı olarak geri dönüyordu çehreme. Daha fazla
Aşk Parıltıları Veya Seni Sevmenin Bencesi
02 Şub 2009 2 Yorum
in Aşk, Deneme, Edebiyat, Serbest Yazı Etiketler:and, Aşk, aşık olmak, Deneme, duygu, Edebiyat, fatih canavaroğlu, gönül, güneş, hayat, kalp, melek, papatya, parıltı, seni seviyorum, Serbest Yazı, sevgi, sevmek, soğuk, sıcak, yaşam, yaşamak, yağmur, yemin, ışıltı
And olsun bütün sevenlere ve aşklar olsun bütün sevilenlere ki nice kapılar aşıp geldiğim gönül kapına sevgiden çelenkler bırakmak, kalbime miras bıraktığın hasretine kandan kınalar vurmak ve gönül âleminde hasbi hal ile yâd etmekmiş seni sevmek…
Sevmek… Nedir sevmek? Pek çok insan “seviyorum” der fakat bunlar içinden bir kısmı sever, yine maalesef ki sevenlerin çok azının içindeki gerçek sevgidir… Sevgiye çıkan çok yol vardır bu yüzden sevgi çok karıştırılır. Bazı duygular, sevgiye sadece benzerdir… Bende ise bu durumun tam tersi, ben sevdiğimi ruhumun odağına yerleştirdiğim için hayatta nereye baksam, ne hissetsem onun sevgisine benziyor. Hayat onun sevgisine benziyor. İnsan sevmeye dursun! Benliğimin eş anlamlı kelimesiymiş seni sevmek…
Daha fazla
Bu Kalp O’nu Unutmaz
31 Oca 2009 Yorum bırakın
in Aşk, Deneme, Serbest Yazı Etiketler:Aşk, bu kalp seni unutur mu, erkan mercan, Hasret, kalp, kendini kandırma, O, rüya, sevda, sevgi, unutamamak, unutmak, vurgun, şarkı
Bir rüyanın sabahında ne yaptığımı bilmez halde buluyorum kendimi. “Unuttum” dediğimden beri 3 ay geçti. Ama unuttuğum O değildi. Vurgun yiyen gönlümün sesini kesemeyeceğim gerçeğiydi.
Bu aklıma geldikçe de kendimi kaybediyorum. Onu yitirmiş olmanın üzüntüsü deli ediyor beni. Tanınmaz hale geliyorum. Biliyorum. Sevmem lazım, içime sığmayan sevgimi birine vermem gerekiyor. Yalnız bunu söylerken de unutuyorum bir gerçeği. Kimseyi koyamayacağım yerine, onun gibi olmayacak kimse. Ona benzemeyecek. Onun gibi konuşup onun gibi gülmeyecek. Kimseye de haksızlık edemeyeceğim ona benzemiyor diye. Oyalayamayacağım başkasını. Biliyorum unutamayacağım onu ve belki de asla aşık olamayacağım bir daha. Daha fazla
Ben Sana Aşığım, Senin Haberin Bile Yok
30 Oca 2009 10 Yorum
in Aşk, Mektup, Serbest Yazı Etiketler:alper akpınar, ayrılık yazıları, Aşk, aşık, çekip gitmek, duş, en güzel, hayat, hüzün, koku, love, melancholy, ninni gibi, platonik aşk, romance, ruhum kararıyor, sabah, sevgi, Sevgili, sevmek, son kez
Sabah kalktığımda gözlerimi sana açıyorum.Kokun geliyor burnuma ansızın, mutlulukla uyanıyorum bu yüzden. Seni göreceksem o gün, hazırlanıyorum hemen. Duş alıyorum, en güzel kokuları sürüyorum üzerime, en güzel giysilerimi giyiyorum, saçlarımı tarıyorum, ki çoklukla anlamsızdır bu sonuncu. Evden çıkmadan bakıyorum son kez aynaya, yine de senin yanına yakışacak kadar güzel bulamıyorum kendimi, tüm kendini beğenmişliğime rağmen.
Sonra koşa koşa geliyorum sana, bayram sabahı uyanan çocukların heyecanıyla. Sen bilmiyorsun.
Bekliyorum seni, arıyorum seni, seni görmek için bahane arıyorum, seninle konuşmak için, belki her gün defalarca görüyorum seni. Yine de yetmiyor bana. Bazen yanıma geliyorsun, gözlerime bakıyorsun, gülümsüyorsun, yüreğimi eritiyorsun, bilmiyorsun. Daha fazla
SON YORUMLAR