Bir Yudum !

Bir yudum kokunu ver sarhoşluğum başlasın,
Ilık nefesinle dalgalandr yüreğimi avare savrulsun,
Bakışını sapla ruhuma zaman kaybolsun,
Ve bırak beni orda adımız aşk olsun!

Daha fazla

Yağmur

Döküntü yağmurlar… Kokusuz, kuru yağmurlar…
Avuçlarındaki çatlaktan sızan ağrılı yağmurlar..
Gelmeyen baharın, olmayan kışın yağmurları..
Yorgun bedende sızı veren yağmurlar..

Bardaktan boşanırcasına ruhunu saran, acıtan yağmurlar..
Yanakları kıvrım kıvrım olmuş minik ağacın,
Meğerse büyümüş kimse görmeden
Usulca, sessizce, tek başına..
Çicek açtığı gün de olmuş görmemişler..
Beklemiş, beklemiş, gelmemişler..
Daha fazla

İçin

Eksizler sözlüğünün saf kökleri: üz ve mut
Kala balığın yüzdüğü devasa havuzun içine
Tanrının sarkıttığı oltaların yegane yemleriydiler.
İnsanlar, öpüştüler bükülmüş soğuk metal parçaları ile
kendinden geçtiler, beyinleri göçerken difüzyon kuralları içerisinde

Tutamaksız yaşayan kitle
imha silahıydı onlar için

Daha fazla

Kalan

İflah olmaz bir esintidir
Parmaklarının ucunda esen,
Dokunurken bir eskiye
Yaşanmışını hisedebilmek için..
İliklerini kavururken
Geçmiş hevesi eski bir tahta atın
Yarınlarını bilememek, yitmektir..
Ve içinde bir çok “ve” geçen
Bir cümle yazmak gibidir
Ardı ardına canlanırken anıların
Biraz derinden..
Okşar gibi
İhtiyar yüzünü
Pişman değil de
Geç kalmış gibi..
Sonunu getiremediğin
Bir şiiri yazmak gibi, Daha fazla

İstanbul …

Harem’de içinde sıla olan bir bavulsun.
Dolmabahçe’de denizin köpük sıçrattığı bir sandalyesin.
Beşiktaş’ta bir büfesin, içinde simit satılan…
Şişli’de eski bir apartman dairesisin, içinde mazi oturan.

İstanbul; İstiklal’de bir melodisin, yabancı ellerin kemanından…
Ya da bir yağlı boya tablosusun, metroda sergilenen,
Ve içinde her boyanın renginden bir damla bulunan…
Her taşına milyonlarca adım basılan bir arnavut kaldırımısın aslında… Daha fazla

Ayna

Önce acı çöktü yüreğime, sen gidince
Sessizlik asıl manasını buldu içimde
‘Keşke’lerin de anlamsızlığını kabul edince
Olmadılar, olsaydılar bir bir tükendi dilimde

Bittiğinde sorgulanırmış meğer, başlangıçlar
Aynada kendini görür gibiydi hani, ilk bakışlar
Şimdi sorunca kalbine, gerçekle hayalin farkını
Yanılsamadan mı ibaretti, bu aldanışlar

Daha fazla

Salıncak

Gitmek yok demişti,
Öylece bırakıp gitti
İki boşluk arasında bıraktı beni
Bir adım ileri atsam, korku
Bir adım geri kaçsam, hüzün
Sallanır salıncakta hayallerim
Tut beni tut, yoksa düşerim!
Ya da fırlat tüm gücünle boşluğa
Hani hep yaptığın gibi, alışkınsın nede olsa!

Ömrüm dedim; uzun ince kıvrımlı bir yol
Hiç bitmez sanırdım, bitti bak her şey
Belki de sonumu kendi ellerimle yazdım
Sallanıp durdu boş bir salıncakta aklım
Bi sana gitti, bi senden geçti
Onca yüz arasından bi seni seçti
Tut beni tut, yoksa düşerim şimdi Daha fazla

Sanırsın

Sen sevdaydın gittin
Limanlar yıkıldı
Gönlümün barınakları yıkıldı
Ardında kalan bir beden
İçinde kalan bir can oldu

Sanırsın ki poyrazlar
Vurur cana
Oysa hep karayellerde gelir
Cana ölüm
Yapışır bedene

Unutuldu sanırsın
Bir çocuk bile unutmazken
Dinlediği masalları

Senin gözlerinde doğan
Gözlerinde ölen
Unutabilir mi kolayca seni Daha fazla

Güneş Gibi!

Güneş öyle güzel doğdu ki bu sabah,

Öyle güzel girdi ki odamın içine süzüle süzüle,

Öyle işte,

Bilirsin işte senin gibi,

Bir anlam aramamak ve bulmamak için deli olmak gerekti,

Ve bir aydınlık hayat buldu odanın içerisinde,

Yavaş, yavaş kızıldan beyaza doğru,
Daha fazla

Ağlamayan Göz Ne Gerek Bana!

Şimdi dokunun bana, şimdi ağlayayım …
Söz veriyorum bin âh işitmeyeceksiniz.
Dokunsanız ağlarım, istediğim de bu zaten.
N’olur dokunun bana, derdimi dökeyim sağa sola …
Bu sefer gözlerim konuşacak, döktüğü yaşlarla …

Hıçkırırarak değil, sessizce bir köşede ağlayayayım.
Yeter ki dokunun bana, dokunun da sebep olsun.
Asıl sebeplerin gücü yetmiyor ağlamama,
Dostun dokunması sebep olmazsa …
Onun için n’olur dokunun bana, dokunun da ağlayayım.
Dokunsanız ağlarım, yüreğimi falan dağlarım …
Dağlanmamış yürek ne gerek bana …

Sağ gözüm yaşardı, sol gözüm tereddütte,
Ağla ulan işte, sende ağla, nazın kime?
Zaten tereddüt değil mi şerefsizlik yapan …
Gözlerimi bakmasınlar diye kışkırtan…
Cesur olun ulan, ağlanacak yerde ağlayın!
Gülünecek yerde gülün, ama şimdi ağlayın!
Hem ağlamayan göz ne gerek bana! Daha fazla

Merhaba Katil!

Merhaba en azılı günlerimin firari katili,
Sen yokken şiirler, şarkılar yazdım sana dair, senle ilgili
Şehir sokaklarında dolaştım, kaldırımlarda aradım seni.
Sen ise üzerime yağdın, sevdalı yağmurlar çiseledi seni.
Sen sevdalı yağmurların çiselediği ıslaklıktın…

Gözlerin miydi gökyüzü, yoksa gökyüzü gözlerin miydi.
Bakamadım, gözyaşların gözüme akıyordu… bakamadım…

Şimdi nerdesin nerelerdesin, hangi masum günlerin izindesin?
Katlettiğin günlerimin cezasını hangi zindanlarda çekmektesin ?
Yoksa masum günler katletmeye devam mı etmektesin? Daha fazla

Git !

Şimdi sen gidiyorsun, git.
İzin silinsin bıraktığın yerdeki.
Kokunu rüzgar götürsün gittiğin yere.
Geçmişini, geleceğini al da git !

Utanmaz gülücüklerin de gitsin seninle,

Kalmasın hafızamda zerre-i miskalin.

Handelerini rûzgâr götürsün gittiğin yere.
Zerre-i miskalini hafızamdan al da git.

Rüyalarımda bile görmeyeyim seni,
Silinsin eşkâlin belleğimden.
Zulmetler götürsün eşkâlini gittiğin yere.
Eşkâlini belleğimden al da git! Daha fazla

Nar-ı Aşk II

rb

Yoksulluğuma eklendi yokluğun!

Bir trenin katarları gibi ardarda geliyor yalnızlık,
Ne bir garda durduğu var, ne bir yolcu aldığı,
Ne -olur ya- sensizliğe bir çare bulduğu.
Bir gül gibi güzelsin, gül gibi çekingen, gül gibi alev alev.
-Olur gibi değil ya- sen de sev! Daha fazla

Özkan ve onun zavallı böbreği

Böbrek

Böbrek

Özkan ve böbreği hiçbir zaman iki arkadaş olamamışlardı. Hatta diğer bir çok böbreğin aksine Özkan’ın böbreği yalnızdı, Özkan’ın vücudunda tek bir böbrek vardı. Diğer hiçbir böbreğin adı olmadığı gibi Özkan’ın böbreğinin de bir adı yoktu, böbrek derdi herkes. Ama ille özellikle ondan bahsedilecekse “Özkan’ın böbreği” diye tanımlanabilirdi. Özkan’la böbreği, doğal olduğu üzere arkadaş değildi, üstüne Özkan böbreğinin ihtiyaçlarına kulak vermek gibi bir alışkanlığa sahip olmadığı gibi onun şikayetlerini de pek dinlemezdi. Yalnız ve üstüne ihtiyaçlarını karşılayamayan böbrek, haliyle bu durumdan hoşlanmıyordu.

Özkan bildiğimiz adamlardan değildi. Bir gün kendine Kuvva II markalı bir tişört almıştı ve bununla gurur duyuyordu. Gittiği yerlerde sık sık tişörtünden ve markasından bahsediyordu. Öyle ki; tişörtü için bir şiirimsi yazmıştı aklı sıra:

Tişörtüm kuvva
Koşuyorum iç kulvarda.

Daha fazla

Sevgiliye Şiir – Saim Urungu MARAŞ Anısına!

saim Her gün aklın kadar yol yürüsen de
Akıllar yürümez seni görünce
Ulu bir çınarın kökleri sende
Dalları kurumaz seni görünce

Bu sevda çok büyük, bu sevda ağır,
Öyle ki; yüküne dayanmaz bağır.
Konuşan lal olur, işiten sağır,
Görenler göremez seni görünce.

Ne kadar büyükmüş aşkın bedeli,
Mecnun derde düşmüş burdan gideli
Şirin’in yoluna yaş döken deli
Dağları yaramaz seni görünce. Daha fazla

Biliyorum, Sen Gitmelisin..

yalniz-rihtimTükenmişlerle ben baş ederim
Koluna umutlarını tak,
Son bir kez arkana bak,
İstersen canımı da veririm…
İçim acımaz, olmam ki ziyan,
Karartmam gecelerimi inan
Ay’la arkadaş olur,
Yıldızlar altında güneşlenirim…
Sen her şeyi unutabilirsin,
Hiç yaşanmamış sayabilirsin,
Canını yakarsa, çekip anıları vurabilirsin,
Onları da kendi ellerimle gömerim…
Dinleme o şarkıyı bir daha sevgilim,
Kahretme kendini, solma güzelim, Daha fazla

Unutulan Olmayacaksın

bulutSeni seviyorum ey sevgili..!
Başkasını sevsen de seviyorum seni.
Sen beni unutsan da bende unutulan olmayacaksın.
Dilersen hiç gülümseme bana,
Ama ben her zaman yüzünde tebessüm olacağım.
Rengini al götür istersen hayatımın.
Ama ben senin rüyalarını bile en güzel renklerle süsleyeceğim.
Duydum ki başkasına gülümsüyor, elini tutuyormuşsun.
Buna üzüldüğümü sanma…
Ama dikkat et seni ağlatmasınlar.
Senden ayrılırken ağlıyorsam da… Daha fazla

Bağ Bozumu Sonrası

yalnizYalnız  oluyor  ölümler
Hiç  bir  ölümün  içine  bir  başka  ölüm
Sığmıyor  doğumlar  gibi  çıplak  ve  yalnız
Bağ  bozumu  sonrası  gibi  toplanıyor
Yıllar  ölümün  içine  ölüm de
Sessiz  ve  ıssız  çukuruna

Ve  hiç  bir  ölüm   almıyor  kucağına
Sevdasını  bırakarak  bu  dünyada
Doluyor  bir  rüzgârın  içine
Olsa  da  ölümler  sevdalı  insanları
Ayrı  düşüren  sevdalarından Daha fazla

Fısılda; Cesaretin Var Mı Aşka?

sevgiBir camın buğusunda yaşanmamalı aşk,
Ya da yüksek bir dağın tepesinde..
Halka açık mekanlarda yaşayabilmek lazım aşkı,
Korkmadan, çekinmeden..
Dahası, aşkın bunu bilirken..
Aşk;
Bu hissi, onunla göz göze yaşayabilmektir. Daha fazla

Ebed ya Hu!

AşkAşk; ki vardır, gerisi teferruat. Az kalsın elim bir yanlışlıktan dönüyordum aşık olmayarak! Soyu tükendi çoktan gezgin şairlerin, böylece sonu geldi, gerçek aşk şiirlerinin!

Aşk; ki önce insanı şereflendirdi. Bilemedi insan yüreğindeki bu derdi. Su, güneş, ateş, toprak, ağaç, insan ve evren birdi. Affet ulu tanrım, onlar bilmiyorlardı! Devasa bir dağdan koca bir kaya kopar gibi, gönüllerinden parçalar koparıyorlardı.

Daha fazla

Nöbette..

Saat yedi otuz beş
Seni düşünerek geçti kaç saatim
En iyi zaman seni düşünerek geçiyor zaten
Birde sigaramdan derin nefesler çektiğimde
Sebebini bilirsin parasız günlerimizden
Tek bir nefesi bile paylaştırdı o günler
Olsun sen vardın yanımda
Ve ders kitapları ve defter
Ve ellerin vardı yüzümü okşayan
Senin canın vardı canımda
Bir çocuk vardı benimle oynayan Daha fazla

Suç ve ceza

Seni seviyorsam benim suçum değildir!

Öyle garip bakma ne olur bana
Zülfün yüzündeyken güzelsin işte
Gözlerin benziyorsa göğe, ummana
Ellerini tutmak benim suçum değildir.
Daha fazla

Ben Ömrümde…

ayrilikBen ömrümde bir tek mutluluk bulabildim, sadece bir tek…!

Ne bir hafta, ne bir ay ne de bir yıl,

Ne bir mevsim, ne bir zaman,ne bir başka an…!

Bir tek güneş, güneş gibi doğdu karanlıklarımın üstüne.

Bir tek o gün ışık, ışık gibi parladı ruhumun derinliğine. Daha fazla

Ölüm Değil Beni Korkutan

kalpBeni korkutan ölüm değil inan…
Ben..!
Ölmekten korkuyorum…
Çubuğunu yakıp bir kızılderelinin,
Keyifle çadırında oturması,
Dumanla anlatmak istediğini
Anlatması gibi…

Neden…?
Ben konuşarak sevdiğimi anlatamıyorum, neden? Daha fazla

Sevdim

gel2

Ben sadece seni sevdim!
Ağlarken yüzümü boynuna yaslayıp seni koklamayı sevdim.
Mavi gözlerinde bütün mavileri görebilmeyi sevdim.

Sana sarılırken duyduğum kalbin atışını sevdim.
Elimi tuttuğunda birine güvenebilmeyi görüp sevdim.
Seni değil seninle yaşamayı sevdim.
Bana bakıp ağlayabilmeni sevdim.
Bazen beni kıskanmanı, bazen kızmanı sevdim,
Her ikisinde de sesini duyabilmeyi sevdim. Daha fazla

Kalbimin Gözleri

kalpvegoz

Gittiğinde hafızamı yitirmiştim,

Bir tek sendin aklımda kalan, gözlerin…
Evet! Gözlerin…
O baktığımda kaybolduğum,
Sanki bir bulutun üstünde hissettiğim kendimi,
Sanki kalbinde bir yolculuğa çıktığım,
O gözlerin…
Ama şimdi sadece fotoğrafın var ellerimde.
Rüyadan uyanırken yanıma aldığım o fotoğraf.
Her baktığımda sensin aklımda, gülüşün, öpüşün…
Hiç çıkmıyor.
Ve şimdi…
Ve şimdi gitmekte olan vapurun,
Arkasından bakakalan bir yolcu gibiyim. Daha fazla

seni sevdiğimi

aşk

Ellerine bakıyorum,

gözlerine bakıyorum,

dudaklarına bakıyorum,

kızmıyorsun ya!


Kızmazsın biliyorum.

 

Daha fazla

Previous Older Entries