Yanlış Bir Zamanda Geldiysem

“Yanlış bir zamanda geldiysem, ya da yanlış olan zaten bensem, gidebilirim…” diyerek kafasını kapının aralığından uzatarak gözlerime bakmaya çalıştığında ben arkamı dönmüş boş odaya doğru ilerliyordum. Cevap vermediğimde tepkisinin ne olacağını merak ettiğimden değildi bu davranış. Şu anda değil konuşmak nefes almak bile istemiyordum. Gelmediği o uzun süre zarfında çok şey değişmişti ve değişmeye devam ediyordu. Şimdi yerde kolilere doldurulmuş eşyalarım, bir iki ucuz boş şarap şişesi, çöpe atılmak için ayrılmış anılar vardı boş evimin boşluklarında. Ve içeri girseydi eğer hiç bir şey düşünmeden, bunun hoşuma gidip gitmeyeceğini bile umursamadan o boşlukları Daha fazla

Bazen İnmek Gerek Sahneden !

Bazen resim oluyorum durup soluklanıp baktığın, bazen ayna oluyorum bakarken kendin sandığın…

Bazen tam karşındayım sana göre seyirlik bir manzaranın en güzel karesi gibi, bazen de milyonlarca yıl uzağındayım hayatını adasan da ulaşamayacağın…

Bazen eleştirdiğin gibiyim eleştirmen için, bazen de hayranlığın oluyorum mağrur duruşlar da ki varlığım gibi…

Bazen tanıdığını tanımlıyorsun benden geçmiş anlarda öğrendiğin birkaç yavan söz cümlesiyle, bazen de susuyorsun acizliğinin farkındalığıyla… Daha fazla

Bırak..!

bırakBırak..!
Ellerimi tutma,
Hakkın değil parmak izlerini ellerime bulaştırmak
Ben senden gidiyorum
Biliyorum
Delice senden uzaklaşmak
Senden uzak yaşamak..

Sus..!
Konuşma,
Hakkın değil son sözlerini söyleyen bir idamlığı oynamak,
Ben seni dinlemiyorum
Biliyorum
Seni duymamak
Kulaklarımın istifası, sağır olmak..

Dur..!
Sakın ağlama,
Hakkın değil suçlarını gözyaşlarınla yıkamak,
Ben seni affetmiyorum
Biliyorum
Seni bağışlamak
Kendi kalbimi sırtından bıçaklamak..

Öl..!
Yaşama artık,
Hakkın değil yaşamak, nefes almak
Ben seni sevmiyorum
Biliyorum
Sen beni sevmezken sana aşık olmak
Neşter ordusunu
Bileklerime vurmak..

Yunus COŞKUN

Fotograf : ( http://www.resimyukleme.net/resimler/3n3f0mcleds6f1fqo7ln.jpg )


Sevgili Dedem…

bossandalyeSen gittin aylar, yıllar oldu… Terkedişin sanki az önce gibi. Toprağa diktiğin fidanlar ağaç oldu, meyvelerini ise canına değsin diye yiyor sevdiklerin. Gölgesinde piknikler yapılıyor, hiç görmediğin çocuklar yani torunların minicik bedenleriyle oyunlar oynuyorlar. Bana ağaç dikmeyi öğretmek için beraber diktiğimiz akasya vardı ya, hani bükülmesin diye duvara iple düğümleyip bağladığın akasya… İşte o akasya bile kocaman oldu, avlunun en çok gölge veren ağacı oldu. Attığın düğümü çözmedik, son attığın düğüm diye… Bazen o düğüme bakıp bakıp ağlıyorum. Biliyor musun bize üzerinde oturup anılarını anlattığın, bize hayatı öğrettiğin sandalye ve masa hala yerinde duruyor. Sadece kış aylarında kalıdırıyoruz zarar gelmesin diye… Hala kulaklarımda sesin, biz minicikken oyun oynadığımız dar sokakta bize seslenişin “akşam ezanı okunuyor artık eve gel” deyişin… Kokun ise burnumdan hiç gitmiyor, ne güzel kokardı tenin… Kafamı koyup uykuya daldığım göğsünün yumuşaklığını ise hiçbir yastıkta bulamıyorum… Daha fazla

Kırlangıçlar Dönmeyecekler

house_martinKırlangıçlar
Gökyüzünün müdavimleri
Bir ekim sabahı gitmiştiniz
Bir elveda bile demeden
Kimi inanışlara göre ölen insanların ruhlarını taşırmışsınız
Kimilerine göre umudu
İlkbaharlara selam getirmek için gitmiştiniz
Uzak diyarlara
Ve bir kırlangıç fırtınasına isim koymak için
Bekledim
Daha fazla

Gitti Sevgili

tolgakirsehir1Gitti sevgili…

Yine uzaklara hem de bu seferki en uzağa…

Dünyanın öbür ucuna…

Kolay değildi beklemek, kolay değildi yastığını kurutmak, ıslandığında her gece… Her anını onunla yaşıyormuş gibi onu düşünmek…

Her şarkıda hüzünlenmek hıçkırıklarla…

Onu her andığında nefes alamamak yürek sızısından…

Sadece bir an için yüzüne vuran her esintide onun kokusunu duymak ve içine çekmek deli gibi…

Daha fazla