Dile Düşürme


“Dile düşürme” dedi iç ses…
Sana kalsın, hangi hücrene ait olduğunu bilmediğin alev ve onun yanıbaşındaki buzlanma…

Yine kendine sakla, kendinle sakla…
Bırak bilmesin kimse ya da herşeyi bildiğini sanan kimse…
Gözlerini kapatıp, kopup tüm sınırlardan kendini nasıl bırakıyorsan suyun üstünde
Öyle bırak dedi…
Düğümlen, ağlayama ya da dilinin ucunda tut, söyleyeme…
Ve avuç içinde sakla öp arada sırada
Vazgeç ama bırakama…
Kestiğin saçların gibi vedalaş, dönüp bakma…
Hem bilirsin sen tedavini,
Kanarsa parmak uçların, dokunamamak akıtırsa herseyi bir bir…
Korkma…
Sen yokken de var herşey
Ya da seninle yok yokluğun gibi…
Bilirsin sen, yansıma mıdır hayat yoksa yanılsama mı…
Çok bunalırsan rakı sofrasına meze yap çelişkini
Ya da bir yol kenarına fırlat hıçkırıklarını
Harca velhasıl en ucuz şekilde…
Kıymetinden çalmasın hiçbir birleşkesi düşüşlerin…
Unutma çığlıklarını sana bakan gözbebeklerinin…
Gittiler sanma aynalarda bekler seni
Avuçları yanağında,
En güzel seslenişi dudağında,
Ve yaşam parmak uçlarında…!

AYŞEGÜL ÖNGEL

Facebook'ta Paylaş

1 Yorum (+add yours?)

  1. cattywild
    Ara 01, 2009 @ 23:44:57

    Önce Erkan Mercan ismini görünce “hay Allah, ne kadar benziyor cümlelerimiz” dedim. Sonra bir baktım yazıyı bir kadın yazmış. Kadınsı sorgulamalar…
    Bir yol kenarına at hıçkırıklarını… At gitsin…

Yorum bırakın