Gidersen

Gidersen üzülürüm, ağlarım biraz, üşürüm. Soğurum hayattan, yalnız kalırım, ölürüm belki. Uykum gelir, hissiz kalırım, sensiz kalırım, ruhum gider. Acı çekerim, ağlarım, gözlerim gider. Göremem, işitemem, dokunamam, aç kalırım, susuz kalırım, aysız güneşsiz kalırım. Gitme!

Gidersen yarım kalırım, seni özlerim, tutunamam, düşerim. Gidersen her parçam ayrı düşer, bedensiz kalırım, nefessiz kalırım. Ağlarım, bir çölde vaha olur, o vahada okaliptüs ağaçları büyür, ağlarım, yaşsız kalırım. Ağlarım, tüm çöllerde vaha olur, gözyaşlarım kurur, gözsüz kalırım. Gidersen sensiz kalırım. Gitme! Daha fazla

Gitmekle kalmak arasında

wm

Gitmekle kalmak arasında, bir yukarı bir aşağı, bir sağdayım, bir solda.. Elimde eski bir gramofondan kalma küçücük bir parça, onunla ne yapacağımı bilmiyorum, sallayıp duruyorum. Sanıyorum bir gramofon iğnesi bu, plağın yüreğine vurup onu inleten şey bu olsa gerek. Yüreğime vurup beni inleten şeyin varlığını sorguluyorum, bir yukarı bir aşağı, bir soldayım bir sağda..

Daha fazla

Özkan ve onun zavallı böbreği

Böbrek

Böbrek

Özkan ve böbreği hiçbir zaman iki arkadaş olamamışlardı. Hatta diğer bir çok böbreğin aksine Özkan’ın böbreği yalnızdı, Özkan’ın vücudunda tek bir böbrek vardı. Diğer hiçbir böbreğin adı olmadığı gibi Özkan’ın böbreğinin de bir adı yoktu, böbrek derdi herkes. Ama ille özellikle ondan bahsedilecekse “Özkan’ın böbreği” diye tanımlanabilirdi. Özkan’la böbreği, doğal olduğu üzere arkadaş değildi, üstüne Özkan böbreğinin ihtiyaçlarına kulak vermek gibi bir alışkanlığa sahip olmadığı gibi onun şikayetlerini de pek dinlemezdi. Yalnız ve üstüne ihtiyaçlarını karşılayamayan böbrek, haliyle bu durumdan hoşlanmıyordu.

Özkan bildiğimiz adamlardan değildi. Bir gün kendine Kuvva II markalı bir tişört almıştı ve bununla gurur duyuyordu. Gittiği yerlerde sık sık tişörtünden ve markasından bahsediyordu. Öyle ki; tişörtü için bir şiirimsi yazmıştı aklı sıra:

Tişörtüm kuvva
Koşuyorum iç kulvarda.

Daha fazla

Mısralar..

Bir sabah uyandığımda ölmüştü.kalbim
Önce kızdım ona, her şeyimi aldın götürdün diye.
Ama sonra anladım ki beni duymuyordu.
Yüreğim.
Tek duyduğu;
Gözyaşımın, hıçkırıklarımın haykırışlarıydı.
Sürekli elveda diyen bir kızın,
Sesini duyduğunu söyledi sonra bana…
Dedim; boşver duyma,
Sevecek olan gitmezdi…

Metehan AKPINAR

Fotoğraf: (http://www.resimmax.com/data/media/341/kumsala-cizilen-kalp.jpg)

Karanlıkta

red_sonjaAteş yüzünü aydınlatıyordu. Gölgeler küçük iblislere dönüşerek bedeninde ve etrafında oynaşırlarken, yaktığı ateşin kalbine diktiği gözlerini yavaşça, kaldırdı.. “Çok zaman geçti” diye mırıldandı kendi kendine. Uzaklardan esen rüzgar alevin de etkisiyle iyice kırmızılaşan saçlarını hafifçe oynatıyordu. Gülümsedi bir çocuğun masumluğuyla.. Hoşuna gitmiş olmalıydı rüzgarın okşayışı. Belki annesini hatırlamıştı; dokunuşlarını. Yanından hiç ayırmadığı kılıcına baktı, kim bilir kaç kız çocuğunu yetim bırakmıştı. Aslında fazla üzüldüğü de söylenemezdi. Kim vardı ki günahsız yaşayan?  Kuzeyin vahşi topraklarından ayrılalı çok olmuştu. Bir savaşçı olarak doğmamıştı ama ettiği intikam yemini tanrıların dikkatini çekmiş ve ona bu büyük yetiyi kazandırmışlardı bir gece ansızın. Daha fazla

Ölenle Ölünmez

olenle-olunmez1Ölenle ölünmez denilir..
Ölenle ölünür bugün,
Gidenle gidilir..
Gidemeyen kaybedendir..
Gidip bulamayan ahmak değildir ama
Peşinden gitmeyen kendini mahvedendir.

Erkan Mercan

Bağ Bozumu Sonrası

yalnizYalnız  oluyor  ölümler
Hiç  bir  ölümün  içine  bir  başka  ölüm
Sığmıyor  doğumlar  gibi  çıplak  ve  yalnız
Bağ  bozumu  sonrası  gibi  toplanıyor
Yıllar  ölümün  içine  ölüm de
Sessiz  ve  ıssız  çukuruna

Ve  hiç  bir  ölüm   almıyor  kucağına
Sevdasını  bırakarak  bu  dünyada
Doluyor  bir  rüzgârın  içine
Olsa  da  ölümler  sevdalı  insanları
Ayrı  düşüren  sevdalarından Daha fazla

Ölüm Değil Beni Korkutan

kalpBeni korkutan ölüm değil inan…
Ben..!
Ölmekten korkuyorum…
Çubuğunu yakıp bir kızılderelinin,
Keyifle çadırında oturması,
Dumanla anlatmak istediğini
Anlatması gibi…

Neden…?
Ben konuşarak sevdiğimi anlatamıyorum, neden? Daha fazla

Biz ne ara mutluyduk, hatırlar mısın?

yalnizlik

Gidip kendime kahve alacağım hayatım, sen de ister misin? Belki yüreğimizi yeniden ısıtmaya yardımcı olur!

Sevdiğimiz zaman gösterirdik sevdiğimizi, bir zamanlar. Annemize sarılır, öperdik yanaklarından. Babamız bizi sırtına alır gezdirirdi. O zamanlar henüz gökdelenler yoktu. Delememişti kimse göğü, ve hala bir şansımız vardı zıplayarak gökkuşağına erişmek için.

Daha fazla

Vur!

heartKalbimden vurmanı çok istedim.
Ama boş bir kovanla değil..
Kalbimden vurmanı ben istedim.
Ama gitmeni değil..
Sesini duymayı ben istedim.
Ama arkadaşça değil..
Gidiyorum..!
Ayrılığı ben istedim.
Ama beni unutmanı değil..
Özlemeyi ben istedim.
Ama hiç uğruna değil..
Gelmemeni ben istedim.
Ama aramamanı değil..
Unutmanı ben istedim.
Ama hatıraları değil..
Özlüyorum..!
Gelmeni ben istedim.
Ama kalpsiz değil..
Sesini duymayı ben istedim.
Ama arkadaşça değil..
Gelmiyorsun..? Daha fazla

Hesaplaşma..

die

“Yapabileceğim bir şey var mı ?” diye sordu Tanrı

Hayır  anlamında başını salladı yorgun savaşçı

Yorgun olduğu belliydi yüzünden

Tüm kasları vücudu peltemsiydi,

Ve içinde bir yer kırgındı belliydi

“Savaşta mı oldu?” göstererek eğik kılıcı sordu Tanrı

Savaşçı bulanık gözlerini kılıcına indirdi

“Evet.. ama düşmanım onurlu değildi”

“Kimdi?”

“Hayat”

Esen ılık rüzgar saçlarını dağıtıyordu savaşçının

Ürpermesine neden oldu bu insanlara özgü biçimde

Tanrı hafifçe öne eğilerek “Hissediyor musun?” dedi Daha fazla

Tüm susuşlarım sanadır

 

speechless_fc_b

İçimde ateşinin yaktığı her neyse

parçalayarak ruhumu

kanatır. 

Haykırışlarım kaderime, tüm susuşlarım sanadır.

Ölümüme ferman yazsaydın, bu kadar acı vermezdin bana.

Zehri lime lime etse de bedenimi, her bir hücremi yaksa da

Gönlüme engel olamasam da, yüreğimden oluk oluk kanlar aksa da

Ey güzeller güzeli, söyleyemesem de, aşığım sana! Daha fazla

Sevgili Dedem…

bossandalyeSen gittin aylar, yıllar oldu… Terkedişin sanki az önce gibi. Toprağa diktiğin fidanlar ağaç oldu, meyvelerini ise canına değsin diye yiyor sevdiklerin. Gölgesinde piknikler yapılıyor, hiç görmediğin çocuklar yani torunların minicik bedenleriyle oyunlar oynuyorlar. Bana ağaç dikmeyi öğretmek için beraber diktiğimiz akasya vardı ya, hani bükülmesin diye duvara iple düğümleyip bağladığın akasya… İşte o akasya bile kocaman oldu, avlunun en çok gölge veren ağacı oldu. Attığın düğümü çözmedik, son attığın düğüm diye… Bazen o düğüme bakıp bakıp ağlıyorum. Biliyor musun bize üzerinde oturup anılarını anlattığın, bize hayatı öğrettiğin sandalye ve masa hala yerinde duruyor. Sadece kış aylarında kalıdırıyoruz zarar gelmesin diye… Hala kulaklarımda sesin, biz minicikken oyun oynadığımız dar sokakta bize seslenişin “akşam ezanı okunuyor artık eve gel” deyişin… Kokun ise burnumdan hiç gitmiyor, ne güzel kokardı tenin… Kafamı koyup uykuya daldığım göğsünün yumuşaklığını ise hiçbir yastıkta bulamıyorum… Daha fazla

Bir Garip Üzüm ve Onun Hüzünlü Yaprağı

bir-garip-uzum-ve-onun-huzunlu-yapragiSondan başa doğru yazılan bir şiir bu
Şiirin hem ilk, hem son kıtası
Asla yıkılmayacak bir tabu
Bir garip üzüm ve onun hüzünlü yaprağı…

Şu gördüğün basmakalıp köprü
Uç uca eklenerek oluşturulmuş
Üf desen yıkılır, çığlık atsan yıkılmaz
Bu illet köprü geçit vermez artık
Giderayak çingeneleşiyor
Bir kır yolu da bir kır yolu aç bana orman
En sa’d taarruzun savunmasında
Yarı yolda kalmayayım Daha fazla

Senden Geriye Tomurcuklar Kaldı

senden-geriye-tomurcuklar-kaldi1Farz olduğu zaman sevginin gözyaşları, toprağıma
Artık hiçbir önemi kalmıyor
Kara borsaya düşmüş yağmurların
Tetikte kalmış parmaklar işaret ediyor
Gezi, gözü, arpacığı…

İlaveten ölüyorum biçimsizliğimde
Hüzne serenatlar yazıyor, yalnızlığım
Temaşa ile dalgınlığında gözlerinin
Elektrik çarpıntılarının izi kalıyor
Ruhumun her bir köşesinde
Neden Allah’ım!
Yetmedi mi geçmişteki isyanlarım?

Diğerlerini dışarıda bırakmayan içsel hesaplaşmalar
Üzerine dışarıda hayat bulmaya çalışan sünepe dokunuşlar
Nüshası olmayan sevgim, değersizleşiyor
Her dönüşünde bu kahpe çarkın
Daha fazla

Rüyaların Efendisi

ruyaokyanusuMahşerin dört atlısı gibi yüreğimden kopup gelen dört isyankar dürtünün etkisiyle tüm kinimi ve nefretimi ölümlülerin üstüne kustum. Onur, zafer, ihanet ve nefret; işte beni ay ışığı altında kurdun gözü gibi parlayan çelik kılıcımla gökyüzünü parçalamaya yeltendiren dört kutsal duygu. Ölümsüzlüğün kanadında gelen mağlubiyeti kabul etmeyip, tüm savaşçılar gibi, zafer naralarıyla uçan atlılarıyla saldıran şeytanın elçisine göğüs gerdim. Damarlarımda dolaşan ölüm bana cesaretin, gücümün yetmediği kara gözlü iblisler ise zaferin kaynağını verdiler. Issız bir çölde rüzgar bağışlanmak isteyen ruhlar gibi sürünürcesine eserken her bir tanesi akrep iğnesi kadar acı veren kumlar tüm vücudumda bir kırbaç gibi şakırdıyordu. Daha fazla

Ah Barış abi, aşk olsun!

bmanco2Bir 31 Ocak gecesi Türkiye’de yaşayan insanların çoğu dua ediyordu, çok uzun sürmedi, kaybettik Barış abimizi. Yıl 1999 idi. Daha topu topu 56 yaşında idin Barış abi. Üstelik yaşını göstermiyordun bile. Geride biri Doğukan, biri Batıkan, milyonlarca Türk çocuğu bırakmıştın üzülen. Sonra biz şarkını dinlerken sen dedin ki “unutma ki dünya hali, veren Allah alır canı”..biz de dedik ki “ben nasıl unuturum seni, can bedenden çıkmayınca!”

Seni yurtdışında “sebzeye meyveye şarkı yapan adam” olarak bildiler. Kim cesaret edebilirdi “Domates, biber, patlıcan” diye aşk şarkısı yapmaya, senden başka? Hapşırana ne verileceğini senin tariflerinden öğrendik hepimiz; “nane, limon kabuğu, bir tutam zencefil”. “7’den 77’ye” herkes severdi seni. Ispanak yemeyi, dişlerimizi fırçalamayı, arka koltukta oturmayı, asıl önemli olanın bir işi iyi yapmak değil de o işi yapabilme cesaretini göstermek olduğunu senden öğrendik. Çaba göstereni takdir etmeyi de.. Herkes 10 puan verirdi herkese..ve hepimiz şampiyonduk. Sen tanıttın bize dünyadaki diğer ülkelerde yaşayan insanları ve senden öğrendik aslında hepimizin ne kadar da aynı olduğunu. Senin sayende “memlekete nere” diyene “bu dünya benim memleket” diyoruz. Kul Ahmet’in neden Ahmet Bey olduğunu da, “ya nasip”in ne demek olduğunu da senden öğrendik. Neler öğrenmedik ki senden? Daha fazla

Haykırış

8a1b95f70b165b86cf8f1dd900b555b81Şen kahkahalar atan, deli gibi oradan oraya zıplayan küçük kız yok artık karşında. Gözleri ay ışığında buğulanmış, yüreği kan denizinde yüzen bir zavallıyım artık.

Yıllar geçtikçe, törpülediğim umutlarımla karşındayım.

Bak törpüledikçe zamanla yok oldular. İnsafım, sevgim, hoşgörüm, merhametim belki de sana duyduğum özlem…

Sahi neydi onlar?

Hatırlamıyorum bile…

Hatırlamıyorum çünkü sen gittiğinde ben 7 yaşındaydım. Bütün hayallerimi, umutlarımı ve geleceğimi götürdüğünde tam 7 yaşındaydım baba..!

Daha fazla

Gece Yatmadan Önce Beş Dakika Ölümü Düşünmek!

5-dakikaÖlümlü olmanın verdiği özgüvenle, ölümün ne zaman nasıl geleceğini bilmeyen canlılar olarak, kendimizi ölüme alıştırmak için yapmamız gereken aktivitedir. Ölüme hazırlıklı mıyız? Öldükten sonra bizi neler bekliyor? Acaba yaşama sebebim neydi, ben yaşamanın anlamını kavrayıp, gerçekten de düzgün yaşayabildim mi, ben öldükten sonra yakınlarım, arkadaşlarım benim boşluğumu hissederler mi, yeri kolay kolay doldurulamayacak biri olabildim mi, ben ölürsem çevremdekilerin hayatında neler değişecek gibi soruları kendisine yöneltmelidir insan… Cevap bulamazsa da yöneltmelidir. Bu aktivite insanı olgunlaştıracaktır…

Daha fazla

Nar-ı Aşk

tshirtDemir, pas,
İs, tuz,
Ölüm, yas,
Saz, kopuz,
Aşk!

Yara et bedenimi, kes kör bıçağınla
Kanat, kanat, tuz bas yaralarıma
Yak sonra bedenimi, gözlerime mil çek
Yüreğimi sensizlikle acıtma bir tek!

Daha fazla

Açın Kapıyı Ben Geldim!

Perdeler açık, galiba evdeler, babam bu saatlerde dışarıya çıkmaz, sabahn743753877_650372_9491 fırına gidip ekmeğini, Ali abiden de gazetesini almıştır. Annem de kesin çalıştırmıştır elektrik süpürgesini. Çok titizdir benim annem. Babamı uyutmaz bu yüzden adamcağız da erkenden uyanır… Benim geldiğimi öğrenseler ne mutlu olacaklar kim bilir. Keşke geleceğimizi haber verseydik, annem o zaman yaprak dolması ile tarhana çorbası yapardı bize. Bizim yaprakları köyden ninemle dedem yolluyor, taptaze yani. Tarhana` da hazır tarhana değil annem kendi yapıyor. Titiz olduğu kadar hamarattır da benim annem. Tek oğullarıyım ya benim üzerime çok düşerler. Hep benim dediğim yemeği yapar annem. Babam bu yüzden kıskanır beni.

Daha fazla

Ölmememiz İçin Yardım Etseler Ya!

winter06cl“İnsanlar bizimle ilgili konuşuyorlarmış, kimileri bize çok kızıyorlarmış. Taş attığımız için bize kötü çocuklar diyorlarmış. Keşke orda olup onlara “onlarda bize füze attılar ama amca”, “Hem Ayşe ile dedemi de öldürdüler.” diyebilseydim, onlara kolumla bacağımı gösterirdim. Belki o zaman kızmazlardı, belki bana inanırlardı. Hem zaten bir daha taş atamam ki…”

Bizim evimizde internet yok. Zaten bilgisayarımızda olmadı hiç. Bilgisayarımız olsa bile, elektriklerimiz kesik. Elektriklerimiz olsa bile paramız yok. Paramız olsa bile birşey alamayız. Çünkü dükkanlar yok, çarşı kapalı. Açık olan yerlere ise füzeler, bombalar düşüyor.

Daha fazla

Ölüm Oyunu

mosqueİsrail’in bombalamadığı tek camiden okunuyordu akşam ezanı. Hava iyiden iyiye kararmıştı ve sokaklar yine ölüm sessizliğine büründü. Yorgun, çaresiz ve ürkek yürekler akşam karanlığında sessizce çırpınıyordu. Ve kahrediyorlardı bunu onlara yaşatanlara yitirdikleri babaları,anaları ve minicik yavruları için… Ve küçük bir çocuk vardı akşam karanlığında sokakta. Elinde tuttuğu şeyin ne olduğunu bilmiyordu ama etraftaki herkes çığlık çığlığa bağırıyordu özellikle de annesi “ yapma yavrum sakın çekme onu, kımıldama sakın.!! ”
Daha fazla