İstanbul …

Harem’de içinde sıla olan bir bavulsun.
Dolmabahçe’de denizin köpük sıçrattığı bir sandalyesin.
Beşiktaş’ta bir büfesin, içinde simit satılan…
Şişli’de eski bir apartman dairesisin, içinde mazi oturan.

İstanbul; İstiklal’de bir melodisin, yabancı ellerin kemanından…
Ya da bir yağlı boya tablosusun, metroda sergilenen,
Ve içinde her boyanın renginden bir damla bulunan…
Her taşına milyonlarca adım basılan bir arnavut kaldırımısın aslında… Daha fazla

Mini-Büs

Kadıköy-Üsküdar

Bağlarbaşı mı?

En öne oturuyorum. Şoför yanı.

Dün en arkaya, ortaya oturmuştum. Okeye dördüncü gibi. İri bir adam, iri bir kadın ve bacaklarını aça aça oturan ikinci bir adam. Bana düşen bunların ortası.  İki büklüm oluyorum, yine de kadının tombul etleri koluma değiyor. O kadarla kalsa iyi, kalçasıyla temas halindeyim ve ona değen noktalar terliyor. Sağa kaysam şişko adam, daha kötü. Daha fazla